Musâp

Gecenin kör vaktinde sesin geldi derinden
Yoğun bakımın önü; umut kapısı gûyâ
Peşpeşe ataklarla yığıldın kederinden
Gökte ziya sönerken zor geçiyor vardiya

“Buraya kadar”deyip kapatma aç gözünü
Sen ki, koca çınarsın yıkılmadan savaştın
Kallâvî ağrıların soldurmasın yüzünü
Hayat seni sallarken nice bâdire aştın

“Böyle yaşanır mı hiç” söylediğin tek kelâm
Varsın olmasın ferin, şu an kol ve bacakta
Perişan bedenine can gelecek vesselâm
Aldığın her nefes kâr, taşırız biz kucakta

Bitâp düştün günbegün yatak sana dar gelir
Bitimsiz müphem anda çaresizlik ne acı
Teselliler beyhûde acziyetin ar gelir
Mâlûm zaman diyorlar hastalığın ilacı

Sol yanının sızısı dökerken gözyaşını
Şimdi duâ zamanı geçer elbet musâbın
Elemi derdest edip dik tut eğme başını
Şâfi ismiyle şifâ Rahman’dır muhatabın

Cemreler düşüyor bak şubatın sonu bahar
Bir tutam tebessüme efkârlı bakış niçin
Ne mübarek imtihan sabredersek felâh var
Fecir zamanı güneş doğacak bizim için

Nuray Çakmak__19/Şubat/2017
www.kafiye.net