Dr. Sait Güngör Elgin
Tel:0256-646 11 49
Cep:0532-516 09 28
e-mail-1: elginorama@gmail.com
e-mail-2:gungor.elgin@hotmail.com 

EĞİTİM SORUNLARI

Eğitim kültürel, sosyal, ekonomik ve politik değişmelerin etkisi altında devamlı değişme durumundadır. Eğitim kurumları ve eğitim işiyle ilgili olanlar bu etkileri görmek ve programlarını, planlarını, stratejilerini buna göre yapmak zorundadırlar. Esasen başlı başına karmaşık bir yapıya sahip olan eğitimin dış etkenlerin baskısı ile daha da karmaşık hale geldiği; sorunların adeta çözülemez, kontrol edilemez boyutlara ulaştığı ve sık sık  eğitimde bunalımdan söz edildiği bir gerçektir. 

Eğitimde çözümü yıllarca çalışmaya neden olacak sorunları doğuran olguların başında hiç şüphesiz NÜFUS PATLAMASI yer almaktadır. Tek başına nüfus patlamasının doğurduğu ekonomik, sosyal, politik sorunlarla eğitim, içinden çıkılmaz bir fasit daire içine itilmiş durumdadır.

 Nüfus Patlaması

 İnsanın meydana gelişinden 1776 yılına kadar 500 milyona ulaşan dünya nüfusu bundan, 200 yıl sonra 1976 da 4,1 milyara ulaşmıştır. 2014 yılında yani 38 yıl sonra 8,2 milyara ulaşacaktır. Bunun anlamı 1970 lere kadar dünya nüfusunun iki katına çıkması için 10 000 yıl geçmişken, bu 38 yılda bir iki katına çıkar duruma gelmiştir.

 Son yıllarda nüfusu büyük olan ülkelerce alınan önlemlerle nüfus artışı biraz yavaşlamış görünmektedir. Ama sorun gene de önemini korumakta, dünya nüfusu her şeye rağmen artmasına devam etmektedir.. 1970 yıllarının temposu ile artış devam etseydi 4,1 milyarı bulan bu günkü dünya nüfusunun iki katına çıkması için 38 yıl geçmesi gerekirken, alınan önlemler sayesinde 41 yıl sonra aynı seviyeye ulaşacaktır.

 Nüfus artışının gösterdiği bu manzara bazı eğitimcileri eğitim problerinin hemen hemen çözümsüz olarak niteleyecek kadar kötümser yapmıştır.

 

Bilgi Patlaması 

Eğitim için en önemli sorunlardan biri de şüphesiz BİLGİ PATLAMASI’dır. Her geçen gün pek çok uzmanlık alanında bilgi üretilmekte ve bu üretimden ancak o alanın uzmanları haberdardır. Bu artışın izlenmesi adeta olanaksız hale gelmiştir. Mevcut bilgi kapasitesinin her on senede bir iki katına çıktığı düşünülürse artışın önemi kavranabilir.

 

Bilgi ile eğitim arasındaki ilişki o kadar doğaldır ki birinciden söz edince diğeri derhal hatırlanır. Eğitimin en başta gelen görevlerinden biri de hiç şüphesiz yeni bilgi ve deneyimleri yetişen kuşaklara tanıtmaktır. Bu kadar hızla gelişen bilgiyi kısa zamanda eğitim kurumlarında gençlerin önüne sergilemek, onları bu bilgilerden yararlanarak aşmalarını sağlamak eğitimde önemli sorunlar yaratmıştır. 

Gerek nüfus patlamasının, gerekse bilgi patlamasının yarattığı eğitim sorunlarının geleneksel eğitim-öğretim yöntemleriyle çözümlenemeyeceği bir gerçek olarak ortadadır.