KESE KAĞIDI

Kar öyle yoğundu ki,bir kaç saat önce açılan mezarın içi kar dolmuş,köylüler mezardan karları temizlemek zorunda kalmışlardı.

Zeynep akşamdan beri ağlamış,sabah biraz olsun gözyaşları dinmişti.Ama mezarlık duvarına geldiklerinde yeniden tutamamıştı kendini.Kolay değildi onun için.Annesinden sonra en değer verdiği ,üzerinde çok emeği olan kadın,Fadime nine vefat etmişti.

Zeynep henüz dokuz yaşında babasını yitirmişti.Bir ağabeyi,iki de kız kardeşi vardı.
Fadime nine kapı komşularıydı.Süleyman amcayla ikiciği yaşıyorlardı.Bir oğulları varmış,askere gideceği yıl aniden ölüvermiş ormanda.

Süleyman amca,her gün,günlük gazetelerini eve getirir okur,aynı zamanda çok kitap okuyan bilge bir adam.
Zeynep gündüzleri Fadime ninenin yanında kalır,ona yardımcı olurdu.Hep birlikte,Süleyman amcanın okuduğu gazeteleri,hamurla yapıştırır,kese kağıdı yapar,bakkala satar.Parasıyla da,akide şekeri alırlardı.O akide şekerleri,Mahallenin çocuklarının hakkıydı.Okula giden gelen çocuklara ikram ederdi Fadime nine o şekerleri.
Aradan yıllar geçti.Zeynep evlendi.Bir yıl içinde Süleyman amca vefat etti.O gün Fadime nine ağıt yakarken Zeynep’e dönüp:
—-Bak be kızım,Onun eski gazetelerinden bile kaç kızancık sebeplenir di.Şimdi o kızanlar bile üzülecek Süleyman aganın yokluğuna.

Bu sözlere çok içerleyen Zeynep her hafta Fadime nineye eski gazeteler göndermeye başladı.Gönderdi ki,o çark dönsün.Çocuklar akide şekersiz kalmasın.Fadime nine daha fazla üzülmesin.

Fadime ninenin öldüğünü öğrendiğinde,tam da eski gazeteleri derleyip topluyordu.Kocası acı haberi verince.Dakikalarca eski gazetelerin üzerine çöküp ağladı..

Köye geldiğinde gördüğü manzara onu daha da üzdü..Cenaze evine,temizliğe gelen kadınlar,eskilikleri,palayı pırtıyı,ve eski gazeteleri evin önünde yakıyorlardı.Yananlar içinde kese kağıtları da vardı.O zaman anladı:İnsanlar için,işine yarıyorsa değerlisin,yoksa bir hiçsin.Kese kağıdı gibi.

Soner ASLAN
www.kafiye.net