AMANSIZ HASTALIK

Her gece kabusum olurdun,
İçime bir ateş topu atardın,
Yakardı içimi verdiği büyük bir acıyla.
Çığlık çığlığa çekerdim o acıyı.

Sanki kızgın bir demiri bedenime değdirirlerdi
Bedenimde yaralar açardı kızgın demir,
Sonra da bir kırbaçla hırpalardın bedenimi,
Kanatırdın yaralarımı attığın her kırbaçla.

Ölüm günümü iple çekerdin;
Hiç yorulmaz, isyan etmez, sabrını yitirmezdin.
İpi sımsıkı kavramıştın bir kere,
Durmaksızın, yavaş yavaş çekerdin.

Sonra da tuz basardın yaralarıma,
İşte en çok o zaman çekerdim
Izdırapların en büyüğünü.
Dedim ya; kabusum olurdun geceleri…

Aldığım darbelerle yere yığılırdım.
Zevk alırdın beni böyle gördükçe,
Hani attığın o kırbaçlar var ya;
Bedenime değdiğinde acıyla kıvranırdım,
O zaman da zevk alırdın.

Cansız bedenimin karşısına geçip
Kahkahalar atardın, o günü bayram günü
İlan ederdin kendince.
Kaşık kaşık verdin hayatı önce,
Yudum yudum içtim ben de verdiğin hayatı su gibi.
Günden güne soldurdun beni, günden güne…

Ne istedin benden, ne istedin zalim hastalık
Boğdun girdabında ,yaktın bakışlarınla…
Her gün acı çekerek öleceğimi bilsem;
Dayardım tabancayı, vururdum kendimi.
Senden de, çektirdiğin ızdıraplardan da kurtulurdum
Onlarla karşı karşıya gelmeden.

Ya da kendimi boşluğa bırakırdım
Öleceğimi bile bile; Sonsuz boşluğa…
Ama sanma ki bu hayattan kurtulurdum,
Severdim hayatı çünkü,
İsterdim bu hayatı doya doya yaşamayı.

Sürülecek merhem var mıydı yaralarıma,
Var mıydı unutturacak bir şey çektirdiklerini?
Sürülse bile merhem yaralarıma,
Kalmaz mıydı yaralarımın izi
Unutsam bile çektirdiğin ızdırapları,
Kalmaz mıydı acı hatırası,
Kalmaz mıydı?… kalmaz mıydı …

GÜNEŞ KAYACAN
www.kafiye.net