Oruç ve Hikmet : Hasret duygusunu yönetmek

İnsan madem ki vahyin beyaninca halife olarak tayin edilmiştir öyleyse onun vazife-i asliyesi yönetmektir. Bu yönetme ameliyesi ise evvela insanın kendisini yönetmesi ile başlar. İnsanın kendisini yönetmesi ise evvela duygularını yönetmesi ile mümkündür.. Bu yönetme sadece açlık ve susuzluk gibi duyguları yönetmekle sınırlı değildir. Zira su ve ekmek bu hayatın ne kadar büyük bir gerçeği ise ölüm dahi o kadar net bir gerçektir. Madem ki ölüm var öyleyse ayrılık var ve madem ki ayrılık var öyleyse hasret var.

Hatta hasret sadece ölüm denilen gerçeğin başa gelmesi ile sınırlı değil. Hayatın her aşamasında firak ve iftirak var. Öyleyse midesi olan için ekmek ve su ne ise yüreği olan için hasret o kadar temel bir duygudur. İşte kanaatimce orucun binlerce hikmetinden birisi de insani hasret duygusunu yönetmeye hazırlamasıdır. Ey insan ! ‘Herşeyin bir zamanı var demeyi öğretiyor oruç. Lakin bir gün kavuşma var. Tıpkı her oruçlunun iftar ile suya ve hurmaya kavuşması gibi. Hasret dünya icin vuslat ahiret icin mukadder bir gercek.

Her insan ister istemez bu dünya hayatında firak ve iftirak duygusunu tadar. Kimisi gurbette ailesini özler. Kimisi vefat eden yakınını. Kimisi askere giden oğlunu ve kimisi gelin ettiği kızını.. Kim kimi seviyorsa onu… Madem ki sevgi bu hayatın gerçeği öyleyse hasret dahi öyle.. Öyleyse insanın acı çekmemesi için intizarı öğrenmesi elzem.Yakup ve Yusuf misalinde oldugu gibi.. Öyleyse hasret duygusunu yönetmesi gerekiyor kisinin. İşte oruç, onun için tüm inanç nazariyelerinin vazgeçilmez bir ritüeli ve Rabbimizin biricik emri..

Bilgin Erdogan
www.kafiye.net