Şerefsiz Olan Sevgidir

– İnanmıyorummm !!! Hiç öyle birine benzemiyordu oysa, nasıl yaptı bu şerefsizliği sana
– Şerefsizin tekiymiş işte. Beni aldattığı kişiyi bir de görsen, yüzüne tükürmezsin.
– Vay şerefsiz.

Yıllardır kişiler şeref ile şerefsizlik arasında gidip geldiler.
Hatta nerde bir şeref ile tanışsam, aklıma sürekli; bu kişilerin eşlerini hiç aldatmadıkları izlenimi doğar.

-Karımı aldatmamalıyım! Ben o kadar şerefsiz olamam.

Ahhh canım beee bunun kişilik ile alakası yok.
Biraz zaman geçsin asıl o zaman göreceksin sen şerefin aslında sevgi olduğunu.
Aldatanın aslında sevgi olduğunu.

”-Çok seviyorum ama aldattım
-Ben onun için ölürüm, ama diğer kıza da ölürüm.
-İkisinden de kopamıyorum ama Cevdet’in yeri bende ayrıdır.

Diyenleri bu meclisin taaaa bahçe avlusunun dışında tutuyorum..( Bu kişiler cidden şerefsiz. Yani karakteristlik bi olay onlar için, sevgi ile alakalı değil. )

Sabah kalktığında telefona sarılıyor ve yüzünü dahi yıkamadan
” Günaydın bir tanem, başladığım bu günde senin olduğunu bilmek
yaşayacağım zamanları güzelleşterecek. İyi ki hayatıdasın ” Mesajınızı çekiyor.
Giyinirken O’nu
Evden çıkarken O’nu
Otobüste kulağına gelen melodide O’nu
Sokakta yürürken yanından geçenlerde O’nu görüyor ve hatırlıyorsanız.
Vitrinde gözüne çarpan bir kıyafette O’na yakışıp yakışmayacağını düşünüyor ve bu sende tatlı bir tebessüm yaratıyorsa
Yani Aşıksan
Yani sevgin tavan yapmışsa; ALDATAMAZSIN!
Aldatabileceğin zamanları yaşamıyorsun demektir.

Yani geçtim Sibel Can, Hülya Avşar’ı; Angelina Jolie gelse arkanı dönüp bakmayacağın dönemlerdesin.

Yani Şerefin önde gidenisin…

3 gün
1 ay
2 yıl

Sevdiğin hayatında…
O’na sarılarak uyuyorsun.
Onunla başlıyorsun güne,
Çayını O dolduruyor,
O’nu öperek çıkıyorsun sabah işine….

Otobüste kulağına çarpan müziğin bu sefer nerden geldiğine bakar oluyorsun.
Sokakta yürürken yanından geçenlerin yüzlerini görmeye başlıyorsun
Vitrinde kendin için birşeyler beğenmeye;
Üç beş kız fazladan baktığı için, beyaz gömleğin seni daha çekici gösterdiğine inanmaya başlarsın.
akşamdan;
– Hanım benim beyaz gömleğimi ütüleyiver, yarın onu giyeceğim
– Yine mi beyaz gömlek
– Ne yapayım çok seviyorum onu
Gibi bahaneler bulmaya bile başlarsın.

Mesai arkadaşının bugün giydiği eteğin ne kadar yakıştığını
Kullandığı parfümün ne kadar hoş olduğunu,neden karının böyle güzel şeyler kullanmadığını düşünürsün
-Neriman; Bugun öğle paydosunda bir çay içelim mi ?

İşte zurnanın düt dediği yer;
Welcome to Şerefsiz.

Tavandan başlayan sevginin, gün geçtikçe basamak basamak inildiği
ve ayakların artık yere basmaya başladığı zaman ortaya çıkan bir durum.

Bu zamanlarda başlar aldatılışlar
ve aslında insanlar bu zamanlarda başlar kendilerini aldatmaya.

Çok sevdiğim Abim Ruhan Odabaş bir sohbetimizde;
”Karşısındaki söylenilenin yalan olduğunu öğrenmezse; bu onun için yalan olmaz.
Yalan aslında kişinin kendisine söylediği şeydir.Çünkü söylediğinin yalan olduğunu bir tek kendisi bilir ” demişti.

Oysa adam; aynı adam.
Karakteriyle, kibarlığıyla, düşünceliliğiyle.
Peki değişen ne?
Bu adam neden şerefsiz oldu…?

Adam değişmedi, sevgi azaldı sadece !

Bir zaman önce uğruna canını vereceği insan varken,
bugün o insanı aldatmasındaki neden ne ?
Şerefsizlik mi ?
Peki ama kimin şerefsizliği?
Adamın mı, sevginin mi ?

Sevgi dipdiri duruyor olsaydı,Neriman oğle paydosunda çaya davet edilir miydi?

Cevap veriyorum HAYIR!!!

Tamam biliyorum bu yazımı okuyan bayanlar
– Evet yaaa işte erkek milleti böyle
– Hep erkekler aldatıyor ve onlar yapıyor böyle şeyleri

dediklerini duymuyor; daha yazıyı yazarken biliyorum…!

Yüzyıllardır bu böyle gelmiş böyle gidiyor
” Erkekler hep aldatır, Aldatan hep erkeklerdir”

Ama artık buna da son noktayı koymak istiyorum.

Bir erkek karısını, sevgilisini kiminle aldatır ???

:))) tabiiki bir KADIN ile.
Yani;
Karısını aldatmak için bir başka KADINA ihtiyaç duyar erkek…

Sanırım durum eşitlenmiş oldu .

Şimdi bir şey yapmanızı istiyorum sizden;

Sol elinizi açın; avuç içinize bakıyormuş gibi gerdirin parmaklarınızı.
Her parmagınıza bir sıfat verelim.
Serçe parmak; Duygusuzluk
Yüzük parmak; Sadakatsizlik
Orta parmak; Nankörlük
İşaret parmağı; Ukalalık
Baş parmak; Dik başlılık olsun…

Şimdide sağ elinizi açın ve gerdirin parmaklarınızı.

Sol eliniz ERKEKLER,
Sağ eliniz KADINLAR olsun…

Şimdi de iki elinizi birleştirin ama parmaklarınız üst üste gelecek şekilde…

Fark görebiliyor musunuz?

Ne kadar benziyor değil mi her ikiside birbirine.

Toplumun baskıcı yapısından dolayı ön plana çıkamamış olan kadın;
her zaman, içinde saklamak zorunda kalmıştır aldatmışlılığını.

Yoksa evli olduğunu bile bile çay teklifine ”olur” dermiydi Neriman…!

Ersin HOŞGENÇ
www.kafiye.net