Daha Başka

Bilhassa geceleri dünya başıma yıkılıyor; eziliyor, boğuluyor, yine de ona yetemiyorum. Gece her şey iki katı olurmuş doğru mu? İnsan gece daha çok büyürmüş. Sanırım bundan emin degilim. Afedersiniz ama büyüyemiyorum. Bütün yorgunluğuma rağmen uyuyamıyor ve amy winehouse’n gözündeki boşluğu izlemek zorunda bırakılıyorum. Klip bitince kanal değişiyor ve bir başka göze, bir başka göze, bir başka göze düşüyorum. Afedersiniz ama bizde sabahlar böyle oluyor. Yani böyle oturduğumuz yerden, hani güya dünyanın acısını çekerek. Oysa yolumu değiştirmem lazımdı ama ben ne yaptım? Ona hergün biraz daha benzedim. Afedersiniz ama bunu hâlâ yapıyorum. Çünkü onu çok seviyorum ve bir o kadar nefret ediyorum. Ortası yok, gerçi ne zaman oldu? Bir keresinde ona gerçi deyip devamını getirememiştim. Gerçi? demişti. Ben devamını getirememiştim, oysa devamını hiç getirmedi. Afedersiniz ama biz birbirimize çok benziyoruz.

O karşımdayken gözlerimi gözlerine kitliyorum. Sürekli bakamıyor. Bakışlarını kaçırıyor, hakkı var; bense sürekli titriyorum. İstiyorum ki beynime iyice kazınsın. Ben çok unutuyorum, çabuk unutuyorum. İstiyorum ki – bir dakika yutkunuyorum. İstiyorum ki, gözü hep aklımda kalsın. Nasıl baktığını unutmayım. Ölürse çok üzülürüm, bir başıma kurduğum ve girmesine ramak kaldığı dünyam başıma yıkılır. Geçer ama, bütün bunlar yinede bana mani olmaz. O beni seviyor, afedersiniz ama, (bense onu çok seviyorum.) Ali’dir ne yapsa yeridir deyip bekliyorum.

Şöyle böyle derken hayli zaman geçti. Hem daha geçecek. Kendime ettiğim ayıp şurda dursun, kalbimin yüzüne bakamıyorum. Kuşlar üstüme üstüme uçuyor. Onlar mı göçüyor ben mi göçüyorum?

Afedersiniz ama siz de beni özlüyorsunuz Ali. Bakın yine de sizin için savruk gözlüm, bütün bu eziyetiniz ve zulmünüz için, sizin için ne gerekiyorsa onu deneyebilirim. Sadece hoşbuldum ve hoscakal demek için elimi tutmazsanız, yapabilirim bunu. Hadi bir şey söyle Ali. Hayır başka bir şey Ali! Daha başka bir sey Ali.

Hatice Kübra Öktem
20.4.16, 3.11
www.kafiye.net