Rüyalar Gerçek Olur Mu?

Kızlarım yarıyıl tatiline geldikleri zaman dünyalar benim oluyor. Onların cıvıl cıvıl sesleri bana enerji katıyor. Gelişlerini dört gözle bekliyorum. Bu dönem tatilinde olduğu gibi.

Bir önceki geceden plan yaptık. Çarşıda ki alışverişin arkasından o taraflarda oturan Fatma Hanıma uğrayalım diye. Ertesi gün geç saatte yapılan bir kahvaltı arkasından keyifle içilen kahveden sonra çarşıya gitmek üzere arabadaydık. Kızlar alacaklarını listelemişlerdi. Öyle olmasaydı işimiz çok daha uzun sürerdi.
Memleketimde Suriyeli göçmenlerden dolayı adım attığımız her yer artık çok kalabalık. Bunu düşünememiştim. Kalabalığın etkisi ile alışveriş işimiz oldukça uzadı. Yorulduğumuzu anladığımda simit evi ve çay teklifime kızlar sevinerek evet dediler. Fatma Hanıma uğrama işi olmadı diye üzüldüm aslında.
Sıcacık poğaçaların kokusunda en yakın simit evine girdik servislerimizi alıp masamıza geçtik. Bir yandan poğaçalarımızı yiyor bir yandan da yaklaşık dört aydır neler olup bittiğini birbirimize anlatıyorduk. Karşılıklı sohbetin tadını hiçbir şey vermiyor. Sürekli telefonda konuşmamıza rağmen meğer ne çok söz biriktiriyormuşuz birbirimize. Bir ara kızlarım kendi arasında lafa daldı. Ben de kendime ikinci çayı söylemiş, onları dinliyordum. Omzuma dokunan bir elle kafamı arkaya çevirdim.
_Off of dünya dünya gerçekten yalanmışsın dünya
Bunları söyleyip yanımdaki masaya geçen yaşlı teyze ile kısa bir bakışma yaşadık. İkimiz de birbirimize gülümsedik. Teyze kendine bir peynirli açma ve çay söyledi. Oturduğu yerden bana bakarak konuşmaya başladı.
_Keşke şuan senin gençliğin bende olsa enerjin bende olsa neler neler yapardım
Elime yeni söylediğim çayımı alıp kızlarımdan izin isteyerek teyzenin masasına yöneldim.
_Oturabilir miyim?
_Otur da dertleşelim biraz
_Sen anlat ben dinlerim seni
_Vaktin varsa en başından anlatayım vaktin yoksa da şöyle özetleyeyim
_??
_Dünyaya geldim acı, yaşadım hep acı, gidiyorum artık yine acı
_Çok zor şeyler yaşadığın gözlerinden belli oluyor teyzem, izin ver kâğıt kalem çıkarayım sen anlatırken ben not alayım. Olur mu?
_ Olur kızım neden olmasın. O zaman en başından başlıyorum ben de.
Senenin kaç olduğunu bilmem ama o zamanlar on yaşındaydım. Köyümüz çok güzeldi. Ben ve üç kız arkadaşım koyunlarımızı otlattığımız yerde sohbet ediyorduk. Ayşe elleriyle bulunduğumuz yerden biraz uzaktaki dağın yamacında ki mağara gibi bir yeri göstererek haydi bugün oraya gidelim hep merak ediyordum. İçinde ne olduğunu görmek istiyorum dedi. Ben ve üç arkadaşım mağaraya doğru gittik içeri girdik. Yeni bir yer keşfetmenin heyecanı ile mağarada bağırmaya ve zıplamaya başladık. İşte o an ne olduysa oldu. Mağara bir anda çöktü. Bayılmışım. Kendime geldiğimde başımda köyümüzün ebesi vardı. Tüm köylü başımızdaydı. Ebemin sözleri hala kulağımda çınlar.
“ Bu kızın ya göreceği gün ya da çekeceği çile var”.
_Benimle beraber mağaraya giren arkadaşlarım kurtulamamış, bir tek ben sağ kalmışım. İşte bundan sonrasına sen karar ver. Gün mü görmüşüm çile mi çekmişim?
Söyledikleri ilgimi daha çok çekmişti. Sandalyemi onun yanına yaklaştırdım. Elimde defterim ve kalem dikkatlice not alayım bari diye düşündüm.
_ On iki yaşımda amcamın hanımının zoru ile elli yaşında birisi ile evlendirildim. Düğünümüzde oyun oynuyoruz sanıyordum. Neyse ki adam bana karısı gibi değil evladı gibi davranıyordu. Amcamın hanımı sürekli bize gelip gidiyordu Beni o adamla evlendirdiği için de çok mutluydu ayrıca.
Yaz ayları çok sıcak olur, geceleri damda yatarız biz. Bir gece damda yatarken farklı sesler duyup uyandım. Kafamı çevirip karanlıkta ne olduğunu görmeye çalıştım. Amcamın hanımı ve kocam ( ben ona hep yavuz emmi demiştim) aynı döşekte yatıyorlardı. Ama kıpır kıpırlardı. Anlayamamıştım. Evin içine indim bütün uyuyanları uyandırıp yukarı çıkmalarını söyledim. Ev ahalisi gördükleri karşısında dehşete düşerek ikisini birden köyden sürdü. Küçüktüm ve olayları anlamıyordum. Amcam babamın yüzüne utanarak bakıyordu artık.
İlk evliliğim böyle sonlanmış oldu. On altı yaşımda ikinci evliliğimi yaptım. Yaşı daha çok yaşıma uygun birisiyle hem de. Köylerde geçim zordur. Evlendikten bir süre sonra kocamla beraber şehre gittik. İkimiz birden var gücümüzle çalışmaya başladık. Ben ikinci çocuğumu şehirde doğurdum. Hem çocuk büyüttüm hem de elimden hangi iş gelirse çalıştım. İlk evliliğim bittikten sonra okuma yazma öğrenmiştim. Şimdi hem çalışıyordum. Hem de okuma yazmamı ilerletiyordum bir yandan.
Bir gün kocam Almanya ya gideceğiz, arkadaşlarım her şeyi hazırladı dedi ve gittik. Çok uzun süre orada kaldık.
“Bir başka gün sana Almanya’da yaşadıklarımı anlatırım. Bugün sadece hayatımın özetini anlatıyorum.” Dedi bu arada
Almanya’da da dört çocuğum oldu. Kocamı orada kaybettim. Aradan yıllar geçti. Çocuklarım yavaş yavaş Türkiye’ye dönme zamanımızın geldiğini söyleyince hep beraber toplanıp geldik. Yurt dışındayken, biriktirdiğimiz paralarla buralara yönelik yatırım yapmıştık. Mali durumumuz oldukça iyiydi. Ben çocuklar arasında ayırım yapmadan kocamdan kalan malları ve bana düşen malları hepsine paylaştırdım.
_Keşke paylaştırmasaymışım kızım. Ben onları büyütürken ne çok zorluk çekmiştim. Altı evladımdan hiç birisi beni anlamadı.
_Bak ben yetmiş dokuz yaşındayım. Bundan sonra daha ne kadar yaşarım Allah bilir. Evlatlarıma yine de varsa hakkımı helal etmek istiyorum ama çok üzülüyorum. Bu yaşımda küçücük bir kiralık eve sıkıştım kaldım. İyi ki emekli maaşım varmış. Kendime bir yardımcı kadın tuttum onun sayesinde bütün işlerim yapılıyor. Allah’a şükür ki o kadın çok iyi niyetli çıktı. Bugün çok sıkılmıştım. Birde ben göreyim çarşıyı pazarı diyerek yardımcımla beraber buralara kadar geldim.
_ Aslında biliyor musun? (sesini burada iyice azaltarak ve kimsenin duymadığına emin olmak için etrafına bakındıktan sonra)
_Ben seni rüyamda görmüştüm. Bana rüyamda buraya gelmemi söylediler. Seni ve kızlarını gösterdiler rüyamda bana. O yüzden sana dokunarak geçtim bu masaya.
Ben son sözleri duyunca şaşkınlıktan dona kalmıştım. Teyze kendi telefonunu bana uzatarak buraya kendi telefon numaranı yaz, benim numaramı da kendine ekle dedi otoriter bir tavırla. Hipnotize olmuş gibi söylediklerini yaptım.
_Bundan sonra ben anlatacağım sen yazacaksın kızım. Bana bazı şeyler rüyamda gösterilir. Seninle irtibatı kesmeyeceğim.
Dedi
Kızlarımın sesi ile diğer masaya döndüm.
_ Anne hava kararmak üzere artık eve dönelim.
Teyzeden izin istedim. Onu da gideceği tarafa bırakabileceğimi belirttim. Yardımcısının gelip alacağını o yüzden beklemek istediğini söyledi. Beni yolcu etmek için ayağa kalktı. Elini öptüm. Bana sıkıca sarıldı
_Sen benim “rüyamsın” bundan sonra birbirimizin yolunu aydınlatacağız. Diye fısıldadı
Gülhun ERTİLAV