BARIŞ MANÇO’YU  DİNLERKEN


Senin için dağları delemem yar.
Çünkü ne Ferhat’ım ne de Kerem
Ama söylerim kulak deliklerine,
Seni nasıl sevdiğimi.


Senin için denizleri kurutamam yar.
Kurudu ellerim yazarken seni.
Ve  kururdu dudaklarım söylerken,
Seni nasıl sevdiğimi.


Senin için gök kubbeyi yerlere çalamam yar.
Çünkü ne güçlüyüm nede hırsız.
Çalardın her bakışta gönlümü ama bilmezdin,
Seni nasıl sevdiğimi.


Saçlarına yıldızlardan taç yapamam yar.
Bilmem çünkü papatyalardan taç yapmayı.
Bilmesin gönlüme taç yaptım seni ve bilmesin;
Seni nasıl sevdiğimi.

Bir nefeste güneşleri söndüremem yar.
Söndüremem çünkü bir nefeste mumu.
Ve hep söyler içimdeki sönmeyen ateş;
Seni nasıl sevdiğimi.


Çıra gibi uğrunda ben yanamam yar.
Yanarım çünkü hep senin için.
Ve her yanışta haykırır yüreğim;
Seni nasıl sevdiğimi.


Rüzgar olup ince beline sarılamam yar.
Utanırım çünkü belin deyse elime.
Ama utanmam haykırmaya;
Seni nasıl sevdiğimi.


Çimen olup ayağına serilemem yar.
Basmaya kıyamazsın çünkü sen çimenlere.
Söylesin sana bastığın yerler;
Seni nasıl sevdiğimi.


Sürme olup gözlerine sürülemem yar.
Sürgündür çünkü sensiz her dakikam.
Ve o dakikalarda akan göz yaşlarım bilir,
Seni nasıl sevdiğimi.


Benden canımı isteme yar.
Ölmezdim çünkü ben senin için.
Ama yaşardım yüzyıllarca hiç usanmadan.
Ve her yaşımda biraz daha anlardım;
Seni nasıl sevdiğimi.

                                                

                                             20 Temmuz 2005-Çanakkale
                                             Emrah  BURAN

                                             www.kafiye.net