DATÇANININ SAKLISINDA BİR YÜZ

güneş pazar tezgahlarının sıcaklığı ,
ve denizin mas mavi gözleri ile karşıladı yeni günü.
iki çift göz hayata umutla bakıyordu.
bu sahil kasabasında,birden tanrının illegal duyguları,
kıskandı bu iki çift gözü,yağmurla bize sundu içimizdeki hüznü..

o küçük kulubede sadece bir yüzdü,
ben beyaz sakalı ve saçlarıyla saklımız da kalan,
belkide binlerce yüzdü…

yunan filozoflarının pazar yerinde alış veriş yaptığı,
bu küçük sahil kasabasında.
o geriye kalmış ömrünün son demlerini ,
ve umutlarını satıyordu..

dokunuyordu ona yanlızlığı ve hayat,
anlaşılır dedi akibeti son nefeste hayatın
size bir faydası olacaksa şu küçük nasihatın,
aslında güvenme bir kadına,
ama değişmeyin de bir kadının kalbini,
bir kadın baldırına..

tanrı tavla oynadı insanlık onuruna,
kötüler zengin oldu dedi melekler,
bırakın ellemeyin dedi onlar bizim dilekler..
zalimler kol geziyor dedi melekler,
zülmetmek yakışır onlar bizim sivri sinekler..
saklısnda kalan hayatlarda güne umut var,
dedi melekler,
tanrı tavlayı bıraktı,karatın tüm ışıkları,
onlar geceyi hep bekleyecekler…

yaşamın her ayaklanmasında onurla yaşamıştı
pusu kurulsada yollarına,
o hep inadına nokta atışı yapımıştı
onu sığdırmaya çalışırken satır aralarına.
ben kaldım kendime parantez içine sıkışmış duygularla..

zaman yüreklerde eski bir anı,
masallarını fısıldıyor insana,
görmek istemediğimiz rüyalardan korkarak
oysa kaybetsek te tüm tüm savaşları,
inatla yaşanmalı hayatın masalları..

bir gün gelir biter yaşam, rüyalarda terk eder,
sen gönlünce yaşarsın bu dünyada,
cenneti de cehennemi de…..

datça’nın saklı yüzünden,
yağmurla birlikte ayrıldık.
can babaya binlerce selam gönderip,
saklımızda kalmış hayatları geceye uğurladık….

28-5-0011/DATÇA
KASIM TURAN
www.kafiye.net