NADAS


Goncalar gül olsa ne, gönül bahçem talandır;
Yaşam nefes değil ki, kim söylerse yalandır.
Sanki sürgünde kalbim, bu öyle bir zamandır,

……Hep yenildim aldandım, sandım ki halâstayım;
……Akreple yelkovanın kestiği makastayım…

Durmaz içten kanayan, çok derin bir yaram var;
Mantık denilen zorba, aşkı kalbimden kovar.
Ne yana koşsam çıkmaz, sanki dört yanım duvar,

……Her yer yatak gözüme, bilsen nasıl hastayım;
……Takvimlere küserim, simsiyah bir yastayım..

Ölüp gitsem üzülmem, kalır sevda izlerim;
Tek üzüntüm son kere, görse idi gözlerim.
Arayan çoktur ama, yok inan tek benzerim,

……Zekâmla öğünürken, düştüğüm kumpastayım,
……Hem aşkta hem kumarda, kaybettim iflâstayım.

Söylüyorum bak şimdi, el duysun âlem bilsin;
Çocukluğumun şehri, sen en sevdiğim ilsin.
Seçmesin seni kimse, sen kalbime vekilsin,

…….Arayıp sormasam da, tek sana ihlâstayım,
…….Külhanda yanar beden, ateşten libastayım..

Mevsim bahar diyorlar, bahar senle güzeldir;
Ciğerparem tek çarem, sevgim nasıl özeldir.
Sevemez kimse seni, benden başkası eldir,

…….Kaybettim pusulamı, yelkensiz lodostayım;
…….Adrese ulaşmamış, kaybolmuş bir postayım.

Engin sular gibiyim, dalgalarım durulmuş;
Çok uzak yoldan geldim, gönül nasıl yorulmuş.
Saçımın beyazları, yıllarımdan sorulmuş,

……..Son umuda yolculuk, bilinmez kaostayım,
……..Zevale yaklaşırken, artık son paydostayım..

Karanlık dehlizlerde, kaybettim sağı solu;
Herkese kapadım ben, gönülden geçen yolu.
Düşlerim şahsa özel, öyle sevgiyle dolu,

……..Çok derin sırlı sevdam, beklerim kıstastayım;
……..Sustu kalem sustu dil, süresiz nadastayım….

  

İstanbul/31.03.2010
Esra DEREL
www.kafiye.net