Benim Günüm

Bu sabah erkenden uyandım. Sanki biri dürtmüş gibi.. Alarm çalmadan, annem uyandırmadan.. Yağmur yağıyordu istanbul’da..  Havada toprak kokusu.. Biraz hüzün versede bana güne güzel başladım. Hele yolda trafik kazası geçirmiş yüzünde kazanın izlerini taşıyan hanıma rastlayınca sağlığıma, yaşadığıma şükürler ettim. 
Kendime kral bir kahvaltı hazırlayayım dedim. İşe girmeden marketten tüm kahvaltılıklardan aldım. Önce camlarımı açtım mis gibi temiz hava doldu odama. Sonra çayımı demledim
Porselen fincanıma çayımı aldım, masama geçtim. Bir yandan kahvaltı ederken bir yandan Kahvemolasının radyosunu açtım. Bugün Türk Halk müziği günüydü.. Akşama kadar yetecek parçaları bir bir atıp keyifle dinlemeye başladım. Nasılsa birazdan tüm dinleyenler doluşacaktı radyoya. Sonrada forumda mesajlarıma gelen cevapları okumaya başladım..
O kadar yoğun çalışıyordum ki bugün sanki bir soluk aldım. Sakin telaşsız ve keyifli bir başlangıç oldu benim için 
Yoğunluk, koşturmaca beni hiç bunaltmıyordu aslında. Aylardır böyle olmasına rağmen hiç şikayetim yok.. Öylesine keyifli bir işim varki.. Bunun gönül huzurunu doyasıya yaşarken yorgunluğun izleri bir bir kayboluyor.
Dün ulusalkoykutuphaneleri sitesine ocak ayında projemize destek veren anaokulu çocuklarının resmini ekledim. Küçücük elleriyle kolilere kitap koyuyorlardı. Kimisi 3 yaşında kimisi 5 yaşında.. Bu yaşlarda öğreniyorlardı vatanı için insanlık için birşeyler yapmayı. Yolladıkları kitapların Anadolunun en ücra köşesinde fakir bir kız çocuğuna ne büyük bir bilgi olacağını tabiki bu yaşta düşünemezdi. Üstelik kendisi çok şanslı. Harika imkanlarla yaşıyordu İstanbul gibi bir şehirde.. Birgün büyüdüğünde çocukken yaptığı bir yardımın  önemini anlayıp kendiyle gurur duyacaktı ama şimdi bunu anlayamıyordu. 
Evet gurur.. Benimde bu işe girdiğim günden beri duyduğum bu. Öncelikle bu projeyi kuran sevgili dostum ve aynı zamanda işverenim Gazi Güderle gurur duydum. Sonra bu projeye emek veren kurucu üyelerle çalışanlarla destek verenlerle.. Ve bu mutfağın ahçıları arasında olup çorbaya bir nebzede ben tuz katabildim diye kendimle gurur duydum.. 
Her akşam yastığıma başımı koyarken bir işe yaradığımı hissediyorum. Elime aldığım her bir kitabı yüzünü görmediğim, sesini duymadığım nice köy çocuğuna ulaştırabildiğimi bilmek beni inanılmaz mutlu ediyor.
Çalışırken bazen yemek yemeyi unuttuğumu farkediyorum, sanki bu proje beni doyuruyor. Suyum yemeğim çayım.. 
Ama bu sabah kendime ayırdığım şu kısacık anda bir çay daha koydum porselen fincanıma.. Tiryaki olmamama rağmen bir sigara yaktım.. Keyfimi katmerledim işte kendimce..
Önümde yine uzak bir köye göndereceğim kitap kırtasiye giysi oyuncak kolileri var. Onlara uzun uzun baktım. Birazdan kargoyu çağırıp yola çıkaracağım. Bu defa da 180 çocuğu mutlu edeceğim. Bunu düşünüp sigaramdan bir nefes çektim. Çayımdan bir yudum aldım. Yüzümde tebessüm içimde huzur oluştu yine.. 
Projemdeki kurucusundan üyelerine, çalışanlarından, gönüllüsüne. aramızda olan her kes gibi düşünüyor ve hissediyorum biliyorum..
Artık ölsemde gam yemem.. Bizler gibi insanlar olduğu sürece güzellikler bitmeyecek… 

Hadi Şule.. Çok oyalandın.. Çayın bitti. sigaran söndü.. Seni bekleyen kitapların arasına dön yine.. Çocuklar sabırsızlıkla bekliyor. Onları bekletme..

Şule AKAR
08.06.2007

Saat : 09.00
www.kafiye.net