Gülüşün Sorulunca Aklım Kasırga

En iyi seni anlatırım ben.
Gülüşünü mesela,
Bak gördün mü onu bile unutmuşum.
Anlatamıyorum sen gülerken açan çiçekleri,
Heyecanın gözümde bıraktığı rengi..
Renkler ki dolaştı evrende duman oldu.
Bulut oldu.
Aktı yüksek dağlardan,
Şelale oldu yol buldu.
Bulduğu yolda ses duydu,
Ses çığlık oldu.
Dağ sese “ses” verdi de
Yine eksik oldu.
Anlatamadı dudak, dil kilite durdu.

Dokundu durdu sen diye rüzgara,
Savruldu fırtına oldu.
Esti gürledi,
Yağmur ve kasırga durdu duruldu.
Sessizlik kulak yırtan çığlığını savurdu evrene..
Çıt çıkmadı o an.
Sessizliğe fırsat bir bebek doğdu,
Adı yok sanı yok cinsi cibiliyeti yok.

Çığlıklar yaz musonlarında
Ağaç söken boralar tekneye yoldaş,
Gündoğrusuna sarmaş dolaş..
Yol ki rotası belirsiz.
Yol ki kendini unutan
Dalgalar rehber martıların türkü dilinde.
Yollar katlanıp kendini dürüyor
Gülüşünün gamze girdabında.

Görüyorsun ya sevgili,
Bir gülüşünü sordular aklım şaştı
Allah muhafaza ey bütün gülüşler
Gülüşünü kimse sormasa..
Gönlümün nevbaharı solmasa

Melek KIRICI
www.kafiye.net