Özgecan Şiddet Görmedi…

04.03.2015

İşte yine bir 8 Mart Kadınlar günü yaklaşıyor. Duygu Asena’nın dillerine sağlık ne güzel de söyledi gitti. Kadının adı yok. Gerçekten de kadının ne adı ne de sanı var. Kadın sadece kullanılıyor. Her konuda bir araç olarak kullanılıyor. Doğuda, Karadeniz’de nice kadınlar tanırım. Duygusal ve ruhsal bakımdan aç kadınlar ama açlıklarının bile farkında değiller… Çünkü tattığın yaşadığın bir duyguyu bilirsin… Saçı okşanmak için değil çekilmek için kullanılanlar, eşinin sadece hayvani birleşmesine maruz kalanlar, kendisinin de bir insan olduğu ve duyguları olduğu hiçe sayılanlar. Hele kadının orgazmı o da ne, yok öyle bir şey… Erkek yapar ve çekilir kadının canı cehenneme… Hani bir cesaret neden böyle yapıyorsun dediğinde cevap hazır. Ben böyle hoşlanıyorum. Güya bir şeylerini kendine saklıyor.

Uzmanlar sarılmanın faydalarını, öpüşmenin yararlarını anlatıp dursunlar. Onları ancak başka kadınlarda deniyorlar. Öncelikle elde etmek için, sonrasında yine içlerindeki canavar ortay çıkıyor. Bunları konuşmak, yazmak tabu… Ben neden yazıyorum… Çünkü ben bir kişisel gelişim uzmanıyım. Bu şikâyetlerle gelen bir sürü danışanım var.

Kadın rahatsız. Hastanelerde sürünüyor. Doktor doktor geziyor. Kimi öyle darbe yemiş, öyle aldatılmış ki, kanser olmuş… Kimi dokunulmamış, sevilmemiş, okşanmamış, dertleri tasayı içine atmış. Beden isyan edip hastalanıyor.

Erkek mutlu mu? Hayır değil. Mutlu olduğunu sanıyor ya da mutlu olmak için her gün arayışına devam ediyor.

Hayatına daha çok kadını aldıkça biriyle geziyor, diğeri ile sevişiyor, birini hayvani ihtiyaçları için kullanıyor. Diğerini iş için kullanıyor. Fakat ruhu kirlendiği ve o ruh bütünlüğü ile birleşeceği birini bulmak istemediğinden yine de tam bir mutluluk bulamıyor. Anlık mutluluklar yüreğinin bir yerlerinde derin yaralar açmaya devam ediyor.

Kadına şiddet diyorlar. Hele de Özgecan, için şiddete hayır diyorlar. Ya iyi misiniz? Kafanız hoş mu? Ne şiddeti… Özgecan katledildi, Özgcecan canavarca canice parçalandı, yakıldı.

Kadına şiddet ila ki, fiziksel güçle olmuyor. Kadına şiddet onu görmezlikten gelerek, Onu aldatarak, onun duyguları ile oynayarak, onu adam yerine koymayarak, ona bağırarak, onu küçümseyerek, ona mevki ve makamları layık görmeyerek, onu kullanarak zaten şiddetin en alası yapılıyor.

Ben feminist değilim. Ben kadınında erkeğin de mutlu olmasından yanayım. Ancak mutlu bireyler olursa sağlıklı toplumlar olur.

Erkeklere bir çift lafım var. Mutlu edilmeyen kadın mutlu edemez. Bunu asla unutmayın. Kadın bir makine değildir. Sizlerde her gelene ruhunuzu kapatıp bedeninizi cömertçe sunduğunuz zaman bu erkeklik değil. Bu tarz ihtiyaçları buna uygun evlerde yine kadının sömürüldüğü satıldığı o evlerde yapabilirsiniz. İşiniz biter ve çıkıp gidersiniz. Arkada ne bir duygu izi, ne de ruh kalır. Andaki zevk başlamış ve orada o kapının arkasında bitmiştir.

Bir kadın aldatıldığını erkeğin her hareketinden, sözünden, gözünden her şeyinden çabucak çözer. Anlar ki, onu dışarda şımartan ve onun şımarttığı birileri var. Çünkü bir kadın azarlanıp sevgi ve şefkatten yoksun bırakılıyorsa adam enerjisini mutlaka başka bir tarafa aktarıyordur.

Sizi gerçekten yürekten seven biri varsa, onun gözlerinin içine bakın, sonra ellerini avuçlarınızın içine alın. Yazık siz erkeklere de, bu duyguyu ancak seven bir kadın size hissettirir.

Belgin Turan SATICI
www.kafiye.net