EĞİTİMCİ GÖZÜYLE
Dr. Sait Güngör Elgin
Tel:0274-2165141
Cep:0532-516 09 28
e-mail-1: elginorama@gmail.com
e-mail-2:gungor.elgin@hotmail.com

GÜNEŞ PİLLERİ VE BİODİZEL YAKIT SİSTEMLERİ

Bir haftadan beri gece yarılarına kadar seçimlerle ilgili haberleri izlemekten hem yoruldum, hem bıktım. Sonunda iş milletin yüksek vicdanına havale edildi; kurtulduk. Artık Türk Milleti ne derse o olur. Şükür ki, bu demokrasi sınavını da demokrasi içinde verdik.

Dumlupınar Üniversitesi MEKATRONİK KULÜBÜ tarafından hazırlanan konferans programı elime geçince kendimi oraya attım. Doğrusu iyi de etmişim.

Konferansta öğrendiğim bir iki gerçeği hemen siz okurlarımla paylaşmaktan mutluluk duyacağım.

Öteden beri duyarız. Fosil kaynaklı enerjilerin sınırlılığı, 40-50 sene içerisinde tükeneceği ve dünyanın yeni enerji rezevleri aradığı, hakkındaki bilgileri. Ama belki de bize ne “40-50 yıl sonrasından.” Diye düşünebiliriz. Ne olur düşünmeyelim. Şimdiden çareler arayalım. Örneğin; rantabl olmadığı için çok derinlerde bulunan ve çıkarılmayan petrol yataklarımıza sahip olalım. Onları daha ekonomik yöntemlerle çıkarmanın teknik yollarını araştıralım. Bu gün ele aldığım konularla ilgilenelim, ilgilileri ilgilendirelim. Bilgilendirelim…

O zamana kadar kim öle kim kala gibi düşünerek belki işin ciddiyeti üzerinde fazla kafa yormamış olabilirsiniz. Bu bakımdan önce Biodizel Yakıt üzerinde öğrendiğim basit bir gerçeği aktarmak istiyorum.

Biodizel yakıt deyince akla yağlı tohumlardan elde edilen yağlar: Soya, ayçiçeği yağı, mısır yağı, haşhaş yağı, pamuk yağını duymuşsunuzdur. Ben de bunları biliyordum. Bunlara ek olarak öğrendiğim, KANOLA isimli bir bitkinin tohumlarından elde edilen yağın, yukarıdaki yağlardan daha verimli olduğu. Buğdayın yetiştiği her yerde yetişen bu bitkinin bir dönümden 500 lt. yağ elde edilebildiği. Kazanç olarak buğdayın iki misli kazanç sağladığı; gerçeği. Dünyada giderek yaygınlaşan bu ürünün ülkemiz şartlarında ve Balkan ülkelerinde en iyi yetişen bir ürün olduğunu da belirtmek isterim.

Tabii bu yağlar doğrudan yakıt olarak kullanılmıyor. İçerisine alkol ve kostik gibi katalizörler katılarak yağın içerisinde bulunan parafin ayrıldıktan sonra kullanılır hale gelebiliyor.

Bu yakıt, fosil yakıtlara olan üstünlüğü, elde edilmelerindeki kolaylık, tarıma dayalı olması, fosil yakıtlarda bulunan ve havayı kirleten kükürtün bulunmayışı, oto motorlarında herhangi bir değişikliği gerektirmemesi, sera etkisine sebebiyet vermemesi gibi avantajları var.

Bu konuda tesisler kurulmuş, teşvikler verilmiş. Biz de hala çok önemli adımlar atılmamış, atom enerjisi ve seçimlerle ilgiliyiz.

30-40 sene sonra petrol bu gün sahip olduğu şöhretini kaybedecek demek, petrol yataklarına sahip olan ülkelerin ve onlar üzerinde oynanan oyunların değişeceğini, ekonomik sıkıntının eşiğine geldiklerini, ancak henüz bunun bilincinde olmadıkları gerçeğini bizim görüp değerlendirmemiz demek.

Güneş pilleri de, coğrafyamız sebebiyle gene en önemli enerji kaynağı olarak duruyor. Güneş pillerinin ana maddesi kum, fosfor, brom. Yani kaynakları biz de bol miktarda bulunan hammaddeler.

Dr. Sait Güngör ELGİN
ww.kafiye.net