BİR SEN/SİZLİK ÇÖKTÜ YİNE İÇİME


Artık mevsim güz sonu…
Mührünü vuracak hayatın özlem kaplı defterine kara kış.
Belki üşüyecek ellerim.
Dudağıma sus mühürlü çiğ taneleri düşecek.
Belki mühleti-i ömrümün sayfaları dolacak
Kimbilir, fısıldayamayacak adını belki dilim.

Ama bil ki, bir sen,
Bir tek sensin dört mevsim nevbaharım,
Sen,
Yüreğimde uğrun uğrun akıp giden nehârım
Bir sen içerimde yanıp duran hasret ü hârım.
Tek sensin gönlümdeki biricik gül-zâr-ı yârım

Seni öyle delikanlıca severken,
Çektiğim onca derdi zül bilmedim..
Sırtımdan hançerleyen usturası cebindeki nankörleri,
Yüzüme dost, ardımdan düşman ne yılan dillileri,
Yüreğimin mangalında kavurdum.
Derin derin içime çektiğim kahır kokan sigaramla
Yollarına savurdum
Gülüşlerime hasret acılı isotlar ektiim de
Sine-i püryân gözyaşımla yoğurdum.

Takvimlerden bir senli visaller kopardım tek tek.
Mecnununu uzak çöllerde yitirmiş bir Leylâ gibi,
Gözyaşlarıma bandım öğünlerce seni

Ahh be kör kurşunlarla vurulasın,
Teneşirlere gelesin ey zalim hasret;
Sırnaşıp kaldın uzaklara bakan ala gözlerime.
Bir gamzenin çene çukurunda sakladın sevdamı.
Ümitlerce uzayan yollarına döktün kan revân ahlarımı.

Bir sendin özlenen gece gözlü mısralarca.
Yılmaz hiç usanmaz ki uzaklara sana dalgın bakışlarım.
Pembe şallar bürünen şah-baz gecelerde,
Bir türlü doyamam ki o tballı sohbetine.
Kazan kaldırır içimdeki yeniçeriler sen giderken,
Mesafeler mısra mısra kan kaybeder divitimde.

Sensizlik sekerâtında öyle bir can alıp veririm ki,
Çaresizce düşer başım yokluğunun ecel yastığına
Tüm İsmaîl’ce teslimiyyetimle
Küf kokulu kör bıçağın yazgısında
İbrahîmî ellerine bırakırım boynumu masumca

Yokluğunun kör kuyularına her atılışımda
Sana dairdir hep zikirlerim Yusuf misâli
Züleyhâca’ lugatımda senden gayrı kelâma yer yoktur

Tenim tenine,
Sesim sesine,
Nefesim nefesine can kadar muhtaçken,
Bakışım gözlerine nan kadar açken,
Bir sensizlik içime şu an öyle derin kazılıyken,
Söyle hangi çıkmaz sokaklarda gizlisin

Bu gece yine öyle bir ah u efgânım var ki
İstanbul’un çapkın ışıklarıının ardısıra
Göz kırpan bakışlarında takılıp kalmışım ,
Dönüp duran plak gibi,
fink atyor yine zihnim bir senli dönencelerde
Soyut resimler kurgularken dimağımda,
Ahh şu keşmekeş fırçam
Envâ-i çeşit renklerle,
Ne darbeler vuruyor tuvallere.

Nutkumda ipe verirken kendini sensizliğim.
Şühedâ ümitlerim can veriyor tek tek
Bir yetim çocuk gibi iç geçiryor yutkunmalarım
Ve ben
Vuslatsız bir gecenin muştusuz sabahında,
Yine bir sensiz hebâ olup gdiyorum.

Tedâvülden kalkmış yırtık bir para gibi,
İçi zifir, dışı renkli
Hiç yaşanmamış bir ömür,
Gestapo postallarının umarsız vuruşlarıyla,
Gelir geçer gözlerimin önünden.
Sonra…
Uçurumun kenarında hayata tutunmuş,
Râyihası içinde saklı
Goncası çiğle açan yapayalnız bir kardelen gibi.
Üşüyorum,
Yollar ötesi ,
Yıllar ötesi ,
Uzaklardan bana uzanamayan sımsıkı kollarında

Oysa ki ben iki adım ötende
Sensizliğin takvimsel döngüsüyle savulup giderken,
Bir umut dalı uzatsan tutunurdum.be yar
Gözlerin süt liman bir gökyüzüm olsaydı,
Sığınırdım pamuk helva pespembe bulutlarına.
Kör noktalarda adın düşmeseydi,
Ağlamaklı şiirlerieme hece hece,
Zulamda saklardım masmavi düşlerimi.
Sırılsıklam hayallerimi dizerdim,
Umut dolu raflarıma kat be kat.

İşte o zaman
Yokluğunla tükenen bir ömrün darağacında
Ölsem de gam yemezdim
Tut beni en sevgili,
Kurt yeniği şu yüreğin yaralarını sar şifalı sözlerinle.

Bak nasıl da rahvân atlar gibi koşuyor zaman.
Canhırâş ç/ağrılarımı meşgûle atıp,
Giydirme sükût urbasını o umarsız diline.
Sağnak sağnak yağan göz pınarlarım kurumadan,
Boncuk boncuk sen hârlı terim soğumadan,
Avuçlarımdaki kor ateşler kül olmadan,
Hasreti takas et müjdeli vuslatınla.
Kaptırma sevdamızı akrebin z/amansız kıskacına.
Uğruna yazılmış ne şiirler birikti nicedir,
Gönlümün zulasında…
Özlem çığlıklı dizelerim,
Can verir oldu tıklım tıklım satırlarda.

Yetiş gel meded ü inâyetinle.
Telaşlı bir turun tiktaklarında,
Yorulmadan saatler,
Son noktayı koymadan zaman ömür sayfamızın sonuna,
Yokluğumun salâsı okunmadan geell,
Gel artık be sevgilim.

Mahmuzla kır yeleli atını, sensiz üşümüş yüreğime
Terkisine bindirip sen vurgunu bedenimi,
Al götür beni, iksirli güneşinin doğduğu gönül ülkene
Bırakma ellerimi.
Ne olur,
Güz çiçeği misali sana açan deli dolu renklerimi,
Soldurma emi.

Sevo Can Çiçek
19.10.2014
16:05
BURSA
www.kafiye.net