AY GÜNEŞE TESLİMDİ 4. BÖLÜM

 

Öğretmen okulundaki öğrenimim boyunca, ilk ve ortaokulda olduğu gibi, kompozisyon ve öykü yarışmalarında ödüllerim giderek birikiyordu. Edebiyat öğretmenimizin, yerel dergi ve gazetelerde yayınlanması için benim yazılarımla bizzat ilgilenmesi beni ayrıca mutlu ediyordu. Öğretmen okulunu bitirip öğretmen olsam da, yazmaya devam edeceğimi biliyordum. Çok seviyordum yazmayı; bir dünyaydı benim için. Dokunamadığım, ama hissettiğim; adım atmadan koştuğum bir yoldu. Kendimi bulduğum, içeriden tenime, tenimden elime akan bir duygu seli gibiydi yazmak ve birçok şey daha…

 

Mezuniyetim için annem pembe bir elbise dikmişti bana. Üzerinde bir iki beyaz gül vardı. Kumaşın vücuduma tam oturması, hatlarımı belirginleştirmişti. Hoştum.

 

Öğrenci ve eğitimcilerin toplandığı okulun bahçesinde, yapılan konuşmalar sonrasında, okulu birinci bitirenin ben olduğumu duyuran Müdürümüz Resul Bey’in sesi, kulaklarımda çınlıyordu. İçimde, alev toplarının bir biriyle çarpışarak, mutluluk koşuşmaları yaptığını hissediyordum. Elimdeki kâğıt sadece birincilik belgem değil; anne ve babama, hatta kendime teşekkürümdü. Yaşanası bir şeydi velhasıl. Artık mezundum, çok da mutluydum…

 

Teyzem, kuzenlerim de gelmişlerdi İstanbul’dan mezuniyetime. Hüsniye teyze, annem, babam ve Mustafa… Mustafa yalnız değildi bu defa; annesi de yanındaydı. İnsan içine pek çıkmayan annesini, mahcup duruşuyla annem karşıladı ve eve davet etti.

 

Hep birlikte evimizin bahçesinde kutlamaya başlamıştık. Çay, kahve, kek, börek, meyve… Her yiyecek doğaldı ve yaşananlar gibi gerçek… Bahçemizden mutluluk yükseliyordu.

 

Mustafa bana elini uzattı. Avucu kapalıydı; açtı ve o her zaman ki delip geçen bakışlarıyla gözlerimin ta içine baktı.

 

-Bu senin… Al lütfen!

 

Kanatlarının ortasında bir melek figüründe kolye ucuydu elime tutuşturduğu. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi; çok mutlu oldum. O bir çocuktu; nasıl düşünebilmişti bu güzel hediyeyi bana almayı? Ya da bana mı çok güzel gelmişti? Bilmiyorum…

 

Gecenin keyfi, Hüsniye teyzenin getirdiği radyodan yükselen müzik sesleriyle devam etti. Sessizliğe paydos demişti güzel evimizin huzurlu bahçesi.

 

4. BÖLÜM SONU

DEVAM EDECEK

Melek KIRICI
www.kafiye.net