RASULULLAHA ARZUHALİMDİR

Biliyorum senin her doğum günün bizim bayramımızdır. Sen olmasaydın bu alemin yaratılmayacağını da biliyorum. Ve her Kutlu Doğum gecelerinde anneler görüyorum,senin annen gibi olmaya aday, babalar görüyorum senin baban gibi olmaya aday. Ve binlerce gençler görüyorum her biri Mus’ab bin Umeyr olmaya aday. Sana hayran, yoluna kurban ve sana karasevdalı. İşte o binlerce gençten biri olma arzusuyla yanıp tutuşan bir karasevdalı olarak sana arzuhalimdir Ya Rasulallah. Bizler şüphesiz Mus’ab gibi olamayız ama senin yolunun kurbanıyız. Hasretini yüreğinin en derinlerinde hisseden, bu hasretle yanıp kavrulan bir gönülle seslenmeye çalışıyorum. Taa asırlar ötesinden. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum “Fedake Ümmi ve Ebi” Anam, Babam sana feda olsun Ya Nebi ben senin yolunun yolcusuyum. Seni annemden, babamdan daha çok seviyorum diyene, işte şimdi imanın kemale erdi diyen gibi seviyorum. Sesim mi kısık acaba, sesimi mi kıstılar,niye kimse duymuyor. Birilerinin kulakları mı sağır yoksa! Tüm kainat duydu oysa. Siz hala duymadınız mı? Duyurmadılar mı? Eğer duyuramadıysak kendimi de suçlu buluyorum.

Biz Köy çocuklarıyız. Senin Köyünün hayalini kurarak otlattık koyunlarımızı çayırlarda. “Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz” buyuruyordun ya bunu düşünerek davarlarımızın mesuliyetini kabullendik. Henüz çocuk olduğumuzdan sorumlu olduğumuz kimseler bulamadık. Kara kışın dondurucu soğuklarında bile seni düşünerek ısıttık önce yüreğimizi sonrada bedenimizi. Senin hayalinle ısındı bir serçe gibi titreyen yüreğimiz ve bedenimiz. Sabah evimizden çıkarken heybemize konan katıkla birlikte annemiz tıpkı Hz. Aişe annemizin senin ardından hayran hayran bakışını düşleyerek uğurladı bizleri. Annem sana olan ve sırf sen koktuğu için güller yetiştirdi bahçemizde. Ciğerlerime kadar çekiyordum gül kokularını seni düşleyerek. Güllere düşen şebnemleri terin diyerek parfüm niyetine sürdüm elbiselerime. Belki inanmayacaksınız ama arkadaşlarım hep elbiselerin ne güzel kokuyor, nerden alıyorsun bu kokuyu diye sorarlardı. Ben biliyorum senin geçtiğin sokaklara bile gül kokuları yayılırmış. Senin adın anılarak yapılan her etkinlikte bile etrafa gül kokuları yayılır. Bak yine gül kokuları sardı her yanı. Siz duymuyorsanız suç benimi?

Ey Gönüllerin Gülü! Gül yaprakları sayısınca, denizdeki köpükler adedince, yağmur katreleri miktarınca ve her birini bir meleğin indirdiği kar taneleri kadar duru, beyaz ve en kalbi selamlar, sevgiler..

Sana olan hasretinden çatlayan topraklara dönen gönüllerimiz vuslata erene kadar binlerce salat ve selam. Seni çok seven çocukların…

Nail AVCI
www.kafiye.net