Mutluluk Nerede

Zengin fakir, güçlü güçsüz, bilgili ya da bilgisiz. İnsan olarak herkes sevgiden, barıştan, dostluktan, mutluluktan, söz eder. Kimi yaşar, kimi yaşamaz. Ama maddeyle hiçbir ilgisi olmayan, yalnızca ruha hitab eden duygular olduğu için bunlara sahip olmak para, güç ve bilgi işi değil gönül işidir. Çünki bugünün teknolojisine bakıldığında geçmişe oranla çok büyük bir lüks ve refah içinde yaşayan insanların, mutluluğun doruğunda olmaları gerekirdi.

Çağımızın bize sunduğu her konudaki lüks imkanlar hiç te azımsanacak türden değil… Çok uzun bir zaman değil, bundan 100 sene önce yaşayan krallar, imparatorlar, bu günün orta halli bir insanının yaşadığı lüksün belki yüzde birini bile yaşamıyorlardı.

Bir dönem dünyanın en büyük, en ileri ülkesi Osmanlı imparatorluğunun en ihtişamlı döneminde padişahlar bile, birçok Avrupa ülkesinin kral ve kraliçeleri bile böyle bir lükse sahip değildi. Bu çok basit bir örnektir. Ve bugün, bütün dünyayı saran bilgisayar teknolojisiyle dünya bir kafes kadar küçüldü. Onu bir bilgisayar ile masanızın üzerinde tutabiliyorsunuz. Ama bugünün insanı, düne göre çok daha fazla mutsuz. Çünki tamamen maddi ihtişama yönelen insan, kendi ruhunu kendi eliyle yok etmeye çalıştı.

Kendi eliyle, kendi zekasıyla geliştirdiği teknoloji ile birlikte kendini de robotlaştırdı. Sadece bedeninin refahını düşünüp, yalnız bedenini besledi. Yok etmeye çalıştığı ruhu gıdasız kalınca da, vicdan ile cüzdan arasındaki tercihlerini genellikle cüzdandan yana kullanmaya başladı.

MUTLULUĞU SADECE GÜÇLÜ OLMAKTA ARADI, BİLGİDE ARADI, PARADA ARADI, HIRSTA ARADI…. BİR ŞEYİ UNUTTU… RUHUNUN AÇLIĞINI BİR ANLAYABİLSEYDİ, İSANİ DEĞERLERİ, MORAL DEĞERLERİ FARK ETMENİN ZOR OLMADIĞINI GÖRECEKTİ…

Erol Güldiken
www.kafiye.net