şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
İnsan gözyaşlarıyla yalnız kalınca hürdür…
Sessiz çığlıklarımız, dökülen saf damlalar
Birer cemre her biri, gönüle düşen hardır
Bu yüzden ki ağlamak insanı güçlü kılar
Gökte kar var, yerde buz uzun, ayaz bir gece
Ten titrer, gönül coşar, eritir içten içe
Kabarmış tüyleriyle dilşad eder kendince
Üşür sessiz sedasız, kendine kıyan olur
Gökkuşağı sarmakta gökyüzünün belini
Sıcak bir rüzgâr eser tutar zarif elini
Kırmızı duvağıyla dağ , bayırın gelini
Çorak kalmış toprağı aşkla bezer gelincik
Salıncaklar kurulmalı;
Sarmaşık sarılı ağaçlara,
Kırmızı halatlar çekilmeli çınarlara
Rüzgarından çicekler savrulmalı,
İçim dışım bir der de çevirir türlü düzen
Ne laf anlar ne de söz ,cahil mi ? selamı kes !
Odundan farkı yoktur budur hep seni üzen
Sen sen ol sakın durma , cahil mi ? selamı kes !
Yıldızlar sırılsıklam gece sakin ve sessiz
İçimde bir hüzün var öylece ve nedensiz
Arar durur gözlerim senden ufacık bir iz
Yüreğim kan ağlıyor yar sen gittin gideli
Susma hakkımı kullanıyorum hakim bey
Dudaklarım tek kelime edemeyecek kadar güçsüz
Bir gün susacak olmak bile ürpertirken insanı,
İşte şu an susuyorum.
Yoktur Türkün korkusu bir ölür bin dirilir
Dünya üstüne gelse bir yay gibi gerilir
Hedeftir gül bahçesi şehadetle girilir
İki soysuz haine boyun eğer mi sandın
Emperyalist güçlerin oyunlarına kandın
Bir gün tutulursam, dermansız derde
Sakın ha istemem, zehir içeyim
Bırakın a dostlar, beni bu yerde
Kendi kefenimi kendim biçeyim
Çırpınırdı yüreğim masmavi denizlerde.
Uçurdu uzaklara güneşin kanatları.
Gençliğimi ararken kumsaldaki izlerde.
Susturamadı gönlüm şu şahlanan atları.
Son rüzgar alıp gitti yazdığım kağıtları