şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
‘Geç tanıdım,çok sevdim ama erken kaybettim.’ diyenlere…
Yürekten silinmeyen akıldan çıkar mı hiç? Şerha şerha bölünse de ruhun özledikçe çıkarırsın sesini hapsettiğin beyninden. Kulaklarını kapatabilirsin belki, ya kalbini.
Şunu söyleyeyim ki sözüm meclisten dışarı,
Laf soktuğunuzda üzerine alınması gerekenlerle, üzerine alınanların toplamı boş küme:)))))))) Onuda belirteyim…
Az konuşun her konuda bir fikriniz olmasın ve bir konuyu lastik gibi uzatmayın. (Neticede hükümet sözcüsü veya AB genel sekreteri değilsiniz)
Yaa yinemi pazartesi diye sızlanarak uyanıp üşüyerek işe gelenler,
Şşşşttt pazartesi temizlik günüdür deyip, kocayı çoluk çocuğu evden postalayıp, işe girişen temizlik mihmandarı olanlar,
Hafta sonu planlarının hiçbirini (özellikle de ders çalışma bölümünü) uygulayamadan pazartesiye kavuşan çalışkan
Kış güneşi Körfezin üzerinde hızla kayboluyor. Denizden yükselen kırık ışıklar griye doğru sönen aydınlığı çaresizce tutmaya çalışıyor. İzmir’in dağını taşını derme çatma binalarla doldurduk ya siyah beyaz fotoğraflardaki gibi keskinliği ve netliği yitirmiş gariban ve köhne bir o kadar da hayatlarımız, onlar ki plansız programsız bol tesadüflü günler sunuyor her birimize.
Okuyucularım bilir; ayda bir muhakkak öykü tadında, kendimle yetmezlik ve hatalarımla yüzleşirim. Birinci tekil kişiden dile gelince yanıt alabilmek için içimi dökme ihtiyacı duydum. Günlerden pazar. Saat 02.54’idi uyku tutmamış bir bardak ılık süt içeyim dedim. Kendi kendimi azarlarken kızım uyanmış salona gelmiş farkında değilim. Elinde 17 inci yaş gününde kendisine hediye ettiğim dolma kalemle;
İzmir ‘de yağmur sel almış gidiyor,yağıp bitiriyor bırakın düşünmeyi içine daldırıyor onca yüzleşmenin miskin adımları.Şimşekler ardı ardına çakıyor da korkma yüreğim ne olur bari sen korkma.Yalnızlık kokuyor sokaklar, işitilmeyen feryatlarında selamsız insanlar bir başka suskun bu şehir bu gün gözlerimde.
Şu bir kaç gündür çok yorgunum konuşmak dahi gelmiyor içimden. Günler mi kıssa yoksa işler mi bitmiyor. Beynimi şu olacak, bu yetişecek,aa bak bunları yapacağım bir tempo almış gidiyor. Hayat akıp giderken yaşamın akışına seyirci olarak kalıyorum. Hayatım tam istediğim gibi gitmiyor, hak ettiğim yerde değilim sanki. Bakış açımda bu arada değişti.
Bir düşün …Adem ile Havva’yı biliyorsun değil mi? Bu hikâyeye inanıyorsan hayat karmakarışık her zamanki gibi. Tamamen yabancı insanları listemize ekleyebiliyoruz. Sanki tesadüfen onları rastgele alıkoymuş gibi cansız donuk gözlerle söylediklerimizin arkasından alkış ister gibi duruyoruz. Hep sevdiklerimizi incitiriz ya sorun burada merak ettim iyi misin sen yada o ?