şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Okulun üçüncü yılını bitiriyorduk. Kışın soğuğu, yerini
baharın cilveli hallerine bırakıyordu. “Hırka mı giysem, paltomu mu alsam?”
dedirtiyordu hava durumu. Bahçenin önünden geçerken Mustafa’yı gördüm;
gözlerime inanamadım. Uzun zamandır görmediğim Mustafa’nın boyu uzamış,
delikanlı havasındaydı. Selamlaştık önce.
Babam masrafların fazla oluşundan dolayı, eve elektrik
tesisatının döşenmesini hep erteliyordu. “Yakında elektriğimize kavuşacağız
kızım” derdi ve devam ederdi: “Az kaldı…”. Allah’tan sokak lambaları döşenmişti
ve ben akşam yemeğinden sonra her gün sokak lambasının ışığında derslerimin
geri kalanını çalışırdım. Bu yüzdendir ki; nerede sokak lambası görsem kitap
arar elim ve “Yeni bilgi” diye ses verir benliğim.
Sonbahar, Sakarya Caddesi’ni çok üşütürdü. Etrafta ağaç
olmasa bile, cadde yaprak dökerdi sanki. Her gün bu yolu yürürken, neşeli
insanlar geçerdi gözümün önünden; arabada son ses müzik, gamsız görüntüleriyle…
Orta sehpanın üzerindeki beş yüz yıllık cam şekerliğinin her bir yanı gökkuşağının tüm renklerini taşıyor ve odanın her yanına yansıyordu. Bahar havasıydı. İçime dolu dolu çektim ve esas önemli olan eşyam; polis memurluğu yapan babamdan aldığım düdüğüm. O da ceviz rengi ahşap kokulu konsolun üstündeydi. Yatağımdan kalktım. Annemin ayaklarım üşümesin diye aldığı yunus balıklı terliklerimi kenara itip, içimi ısıtan bu güzel havayı bastığım, dokunduğum baktığım, gördüğüm
Sınavı kazanmıştım. Ben ve ailem çok heyecanlıydık. Anneme, ilk görevimi doğuda bulunan güzel şehirlerimizden birinde yapacağımı söylediğimde daha da mutlu olmuştu. Annemin, kimselerin ulaşıp bozamadığı doğal güzelliklere ve kişilere ayrı bir zaafı vardır. “ Ooo bu harika! Çok sevindim. Tertemiz bakışlarla şımarmaya fırsat bulamamış çocukların olacak…” dedi.
Gözümün gördüğü gönlümün sevdiği ilk adamdı o, çocukluğumun genç kızlığa attığı ilk adım. Farklı heyecanın bende oluşmasıydı. Güneşin batışını bekleyen akşam saati, geceyi bölen güzel sesti o. Vahap’dı adı.Mahallenin yakışıklısı. Işıltılar arasından herkese gülücük atar, muzur bir ifadeyle süzerdi etrafı. Birini bana savursa.. Günün anlam
O gün, karşı komşunun diktiği çiçekli elbiseyi giydirmişti bana babaannem. Şaşkındım ve bir o kadar da mutlu. Kendi etrafımda döndüğümde eteklerim açılıyor, bacaklarımın gözükmesi hoşuma gidiyordu. Zıplaya zıplaya adı Fışkıran olan çeşmemizin yanına gittim. Bakracın içini bir güzel yıkayıp doldurdum. O arada yan komşumuzun oğlu Şükrü bana bakıyordu. Bu bakış farklıydı anlam veremedim. Üzerimdeki elbisenin bana verdiği mutlulukla pek de önemsemedim.