şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
ATATÜRK VE TÜRK
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kanuna göre bir hafta süren çeşitli etkinliklerle kutlamaları gerektiriyor. Ama ne yazık ki, ne gazetelerimizde ne Televizyonlarda Atatürk ve Bayrak resimlerinden başka bir şey yok.
Ozan Oğuzca bir sözcüktür. Oğuz Ok ‘(boy anlamında ) ve uz (çoğul eki) ‘ den oluşmuştur. Bu sözcük aynı toprak üzerinde yaşayan boylar anlamındadır.
Metin Turan’ın “Köprülü” den aktardığına göre Ozan sözcüğü ozmak kökünden gelmektedir. Ozmak sözü ileri gelmek, önce gelmek manasında
Hep kederleri yazmaya alışmıştı kalemim. Üzüntüleri.. keşkeleri.. pişmanlıkları, mutsuzlukları.. Çoğu zaman yalnızlıkları..
Güzel şeyleri yazmaya alışık değildi kalemim.. Arada sırada küçücük mutlulukları yakaladığımda yazardım.. Anlık sevinçleri mutluluk sanırdım.
“Her kadın çocuk doğurabilir, ama her çocuk doğuran kadın anne olamaz.” Bu sözü dizilerde işittim. Özel hayatımda da bunu söyleyen yakınlarım oldu.
Tatlı bir telaş içerisinde herkes. Yeni bir günün, yeni bir telaşın, yeni bir başlangıcın içerisinde yapmaya çalıştıkları bu tatlı telaşın bir nedeni var tabiî ki. Bir tarafta mutluluk yaşanırken diğer tarafta da mutlulukların, o coşkun duyguların yerini hüznün de bazı kişilerde kapladığını görüyor gibi oluyorum.
Merhabalar sevgili dostlarım. Hani geçen hafta size söylemiştim. Bu hafta sizlerle sohbetimiz biraz değişik olacak. Bu haftaki sohbetimizde biraz eğitime değineceğiz diye hatırlarsanız konuşuruz demiştim. Şimdi rahat edin. Yine yasak olsa da bir sigara yakınız. Yakınız ki içiniz biraz şenlensin, üstüne çaydan da yudumlayın ki kötürüm olan ciğerlerinizi sigara ile birlikte haşlama yapsın.
Elimde balonlarım vardı. düşlerim, umutlarım.. çocuktum. mutluydum. sadece 23 nisan değil her günüm bayramdı. coşkuluydum.. yıllar geçti.. büyüdüm… yine 23 nisan.. Ama ben çocukluğumu kaybettim…. yorgunum….
“Çocuklar çiçekler gibidir. Onları karşılık beklemeksizin sevmek gerekir. Çiçekleri severken onlardan karşılık bekler miyiz ?” diyordu Büyük Atatürk. Yurt gezilerinde karşılaştığı çocuklarla ilgilenir, onlara sorular sorar, severdi. Köşkte 7-8 çocuğu vardı; çeşitli vesilelerle himayesine aldığı çocuklar.
Anadolu’mda bir telaş var. Okullarım cıvıl cıvıl, rengarenk, yürekler kıpır kıpır, bir sevgi yumağı yaşanıyor bu günlerde. İçimdeki çocuğu dışa vurmak istiyorum. Onlardaki coşkuyu onlarla yaşamak istiyorum. Kimi küçük aklıyla anlamaya çalışıyor.
ÇOK SEVİYORUM İnsan böyle zamanlarda hep kendi ile yüzleşiyor..Zor günler geçecek tesellisini yüreğinde hiç eksiltmeden…yaşam karamsar gerçeklerle yaşanıyor gibi görünsede yürekte umut hiç bitmiyor..Ve her güne yine tebessümle uyanıyorsun.Hele birde güneş yüzünü göstermeye başlayınca pencerende, bu daha da kolay oluyor…Şükür duaların hiç eksilmiyor..Buna da şükür diyorsun hep..Beterin beteri vardır..En değerli hazinenin önce sağlık olduğunu keşfediyorsun […]