Kategoriler

Arşivler

Onur BİLGE Kategoriler

Tarih 18 Eki 2013 Kategori: Onur BİLGE

RESİM ÖĞRETMENİ

O akşam eve bir sürü armağan, birincilik kupası ve gümüş şerit üzerine “Antalya Ortaokullar Arası Resim Yarışması Birincisi” yazısı ve ortasında, güzel sanatların sembolü altın baykuş olan bir gümüş çerçeveyle döndüm. Elimdekileri çalışma masamın üzerine iftihar ve özenle yerleştirdim. Kendimce, artık ben küçük bir ressamdım.

Tarih 12 Eki 2013 Kategori: Onur BİLGE

KAKTÜS ÇİÇEĞİ

Kaktüsler yıllarca açmıyor. Açınca da büyük, şaşaalı, harika bir çiçek açışları var! Fakat ne yazık ki açmaları yıllarca hasretle beklenen çiçeklerin ömrü çok kısa! Sadece bir gün…

Kendileri ne kadar uzun ömürlü, dayanıklı, hatta arsız, sert ve dikenliyse; çiçekleri de inadına o kadar yumuşak, pürüzsüz, şeffaf, narin, dayanıksız… Kaktüsler bana, yıllarca bekledikten sonra aşkı bulan ama çabucak kaybederek ayrılığı tadan erkekleri düşündürüyor. Bazıları, ‘akşam güneşi’ diyor, böyle aşklara.

Tarih 4 Eki 2013 Kategori: Onur BİLGE

BOZKIR ISSIZLIĞI

Kasaba benzeri bir şehrin, köy gibi bir kasabasında doğdum. Toprakla iç içe bir ailenin öylesine doğmuş çocuklarından biriyim. Ülke genelinin gelir düzeyine göre yaşamak zorunda olan, kendi halinde bir aileye mensubum. Çocukluğum, yoksulluk içinde geçti. Kendi oyuncağını kendisi yapan garibanlardanım. Bez bebekler, tel arabalar…

Tarih 22 Eyl 2013 Kategori: Onur BİLGE

SEVME BAKALIM

Allah, öyle güzel yaratmış ki dünyayı; yılana kadar süslemiş püslemiş, seyrine
doyulmaz hale getirmiş. Göklerin en yakıcı felaketi olan yıldırım bile muhteşem
bir göksel gösteri! O ateşin annesi sayılan bulutların rengi, şekli, birleşip
dağılarak hareket halinde oluşları fevkalade bir güzellik… Gökyüzünde
gelinlik kızlar gibi salınmalarını seyretmek bile ayrı bir haz veriyor. Bazen
sararıyor bazen kararıyorlar bazen de utanarak kızarıyorlar. Bazıları, farklı
renkte bir hatla çerçeveleniyor, duvara asılı, yaldızlı ve renkli çerçeveler
içindeki nadide tablolar gibi…

Tarih 14 Eyl 2013 Kategori: Onur BİLGE

YALNIZ KALMAK

Yalnızlık, ilk zamanlarda huzur verse de, uzadıkça tahammülü zorlayan,
acilen esarete dönüştürülmesi dilenen can sıkıcı bir özgürlüktür.

Tarih 29 Ağu 2013 Kategori: Onur BİLGE

YILLAR KANAT KANAT

Bugün Pazar… Gün boyu Virane’de arkadaşlarla beraberdik. Çok farklı bir hava vardı, orada. Hani Halit’i sevgilisi terk
etmiş, yani son sınava girdikten sonra Sivas’a dönmüş, aradan on gün kadar geçtikten sonra da telefonda aramış, evlenmelerinin mümkün olmadığını, ayrılmak zorunda olduklarını söylemiş, böylece üç yıllık bir beraberlikleri sona ermişti de memleketine gider gitmez Halit’e arka dönmesine, her şeyi bir kalemde silip atmasına bir anlam verememiştik, Halit çılgına dönmüş, yere göğe sığmıyor, Ayşe’nin yaptığını bir türlü hazmedemiyordu ya nihayet sorun anlaşıldı.

Tarih 29 Ağu 2013 Kategori: Onur BİLGE

MUTLULUK NEYDİ

Mutluluk, bir can yoldaşına sahip olabilmekti. Gözlerinden sevgi masalları okumak, yüreğinin atış hızını, nabzında duymaktı. Bir an için de olsa göz göze gelince; bakışlarında, gereksinim duyulan ışıltıyı görebilmek, aynı şekilde cevap verebilmekti.

Tarih 17 Ağu 2013 Kategori: Onur BİLGE

MÂLİKÜ’L MÜLK

Allah, mülkün mutlak, gerçek, ebedi ve ezeli sahibidir. Mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Kimseye tasarrufuna itiraz ve eleştiri hakkı vermemiştir. Gerekene gerektiği kadar verir, dilemezse vermez veya geri alır. İhtiyaçtan münezzehtir. Mülkünde hiçbir ortağı, yardımcısı olmadığı gibi hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı da yoktur.

Tarih 9 Ağu 2013 Kategori: Onur BİLGE

YALNIZ KALMAK

YALNIZ KALMAK Yalnızlık, ilk zamanlarda huzur verse de, uzadıkça tahammülü zorlayan, acilen esarete dönüştürülmesi dilenen can sıkıcı bir özgürlüktür. Akşamüstü karşılaşıp gözden kaybettim seni. Araya başkaları ve hayatları girdi, yağmur yaş girdi. Şu anda da bir savaş başladı, içimde. Bu zamana kadar hiç yaşamadığım biçimde! Yalnızlığımı, özgürlük olarak düşünmeye çalışırken ve her zamanki gibi cam […]

Tarih 4 Ağu 2013 Kategori: Onur BİLGE

DİYORUM

Akşam yemeğinde, beklediğim gibi yağmur aniden indi. Camlarda tıkır tıkır, oluklarda şakır şakır ses vermeye başladı. Varoşlarda oturanların telaşını düşündüm. Bizim için mutluluğun sesleri, onlar için sıkıntının sinyaliydi. Kiremitlerdeki pıtırtıyı duyar duymaz telaşa kapılıyorlardı. Endişeli gözlerle tavana bakıyor, nemlenen yerlerin altına kovalar koyuyorlardı