BIRAK KENDİ HALİME…

//Ayrılık kokuyor kentimde bu gece…
El ayak çekildiğinde
Masum bir çocuk hıçkırıyor derinlerimde///

Gözüne iki damla yaş düştüğünde hatırla olur mu önüne serdiğim gökkuşağı
tarlalarını. Yıldızların aşkımızın ağırlığıyla eğildiği o sihirli anları.
Saçlarını rüzgara bırakmış bir kız gördüğünde an ağzına almaya çekindiğin
adımı. Dudağına değerse ılık bir yağmur damlası elele yürüdüğümüz kaldırımları düşün. Her kaldırım taşında ara bıraktığım anıları…

İçli bir ezan duyarsan semada, seherlere düşürdüğüm duaları dola diline.
Karanlık kuyulara düştüğünde günün birinde, hiç doğmamış bebeğimizin gülüşünü ışık yap kendine. Ve söz ver!.. Şiirler yaz benim için, bizim için tüm
şairlerin yerine…

Gün gelir dayanmazsa kalbin ve titrerse için hiç düşünme, çek tetiği sende
bıraktığım tüm benlere. Hiç çekinmeden vur birer kelepçe, benle geçirdiğin tüm
günlere….

Ser yüreğini yine bir akşam vakti kızıl tan yerine. Gözlerin dalıp giderse eski
neşeli hallerime… Bir türkü yak en güzelinden bensiz, sessiz günlere.
Gözlerimin rengi nasıldı diye sakın ha, düşünme… Gülünce gamzem olur muydu, ağlarken sesim kısılır mıydı, unut artık bilme!… Kalp atışlarım hızlı mıydı, saçımın rengi kızıl mıydı? Ellerim beyaz mı, sahi avuçlarım gül kokar mıydı, boşver sanane!..

Nerde karşılaşmıştık ilk kez? Rüzgara bıraktığım şalımı bulup getirdiğinde ya
da akşam treninde elin elime yanlışlıkla değdiğinde… Hangi şiirin mısrasında
çalmıştı aşk kapıyı, hangi şarkının notasında ismim dolanmıştı yüreğine… Ne
farkeder ki, hepsi bitti işte. Gözün gözüme ayrı düştü, sözüm dilime küstü.
Bırak beni kendi halime !…

/// Gelincikler adamıştım ıslak gözlerine
Vuruldu düşlerim şimdi
Fısıltıyla söylenen sözcüklerin orta yerinde///

Gülşen OSMANOĞLU
www.kafiye.net