SEKİZ HAZİRAN

Bu gün sekiz haziran,selam ben geldim dünya
Mutlu yaşatmak varken, yağdırdın bolca hüzün 
Yapışıp kaldı cana, bunu sen de gördün ya
Bu gün başlayan öyküm, çok acıklı çok hazin

Erken yağdı kırağı, gönül ayazı yedi 
Sabrın sonu selamet, yüreğim bekle dedi
Hep dramı oynadım hiç olmadı komedi
Susmak bazen evladır bittiği yerde sözün

Hayat karmakarışık, çözülmez bir bilmece
Yazarım hüzün dolu, şiirler hece hece
Besteleri hüzzamdan, geçerken gündüz gece
Alamam hiç tadını ne şarkı ne de sazın

Gün doğar gün üstüne,haydi az gayret göster
Ayrılık ateşten ok gönül birleşmek ister
Visal urbası için ne kumaş var ne astar
Kader buysa yazılır levh-i mahfuz da yazın

El açıp Yaradan’a, oldum aşkına geda
Alev alev yansın NİL, canı yoluna feda
Göçerken bu dünyadan, kalan dostlar elveda
Ne olur mezarımı, karşı yamaca kazın

NİLÜFER SARP
www.kafiye.net