Anneme Mektup

08/05/2008

Neden böyle sevgi dolu olduğumu soruyorlar.

Sabırla olayların karşısında duruşumu merak ediyorlar.

Hayata pozitif bakışımı okuduğum meta-fizik, olumlu düşüncenin bana yansıyan ilhamıdır sanıyorlar.

Bilmiyorlar ki, bu alt benin oluşumunda özümde senin sınırsız sevgin, senin hoşgörün, senin fedakarlığın vardı.

Yaşamını çocukları üzerine kuran her türlü zorluğa, imkansızlığa direnen güçlü bir insan oldun gözümde.

Anacığım aslında ben senin aleni, gizli ne kabul edersen et işte ben senin hayranınım.

Dik duruşun, metanetli oluşun öyle bir örnek teşkil etti ki bana, çoğu zaman fevriliğimden sırf bu yüzden utanmışımdır.

Yüzüğünü satıp bana bayramlık aldığın o gün buruk bir sevinç yaşamıştım o gün de beni mutlu etmeyi başarmıştın.

Önemli olan hep bizlerin, çocuklarının mutluluğuydu senin için. Halen o elbiseyi köşe bucak saklarım.

O bana bir elbiseden daha çok şeyi ifade ettiği için.

Ben kendimi sevmeyi sende öğrendim. Önce insan kendine değer vermeli derdin, diyorsun…

Kendime bir parça güvenim varsa bu senin bana verdiğin öz güvenin eseridir, sendeki ışığın bana yansımasıdır.

Canımız bir kaza sonucu, çizilip, kesildiğinde, acıdığında -azıcık “cankeş” olun.

Demen acıya bile mücadele gücü oluştururdu o küçücük yüreğimde.

Seninle piknik yapmak,  yol boyu yeşilliklerde yürümek, doğayı keşfetmek, dallarından incir koparıp yemenin zevkini sen vermiştin bana ve sen yanımda olmasan da akasyaları, zambakları, nergisleri, papatyaları koklayıp rahat bir soluk alıp demli çayımı lezzetle içmenin iç olgunluğunu yaşıyorum, senin gülen gözlerini düşünerek.

Evde hiçbir şey yokken nasıl bir sofra kuruluru da senin maharetli ellerinde, kurduğun şahane sofralarda gördüm.

Yeter ki, insan istesin di neler yapmazdı ki… Kabaktan dolma, çıkan içi ile kavurma, bayat ekmekle yapılan peynirli yumurta, kendine has yaptığın tatlılar, azdan çoğu bir çeşitten üç çeşit yemek çıkarmayı senin sayende öğrendim.

Yaratıcılığımı kullanabildiysem eğer, bu senin beni körü körüne kısıtlamadığından olmuştur.

Saçma sapan şiirlerle uğraşma deyip iç dünyamı karartma özgürlüğüne sahipken girdiğim şiir yarışmalarında kahrımı az çekmedin.

Anneciğim, her şey iyi güzel de kader seni her zaman görmeme neden müsaade etmedi, etmiyor?

Hep bir hasretlik çektik, çekiyoruz.

Seni çok özlüyorum anacığım, hafta da bir bile olsa evine gelmek, senin sevgi dolu yaptığın yemekleri neşe ile yemek çok muydu? Anneler gününü hep telefonda mı kutlamalıyız?

Ellerini öpmeden daha kaç bayram geçireceğiz.

Annem canım anam, ben sana sen yaşarken bile doyamadım ki…

Sakın bizi terk etme…

Ömrün uzun, sağlıklı olsun annem…

Belgin Turan Satıcı
www.kafiye.net