Kategoriler

Arşivler


Tarih 10 Eyl 2014 Kategori: Hatun YILMAZ

Bir Yılan Gibi

Bir Yılan Gibi

Hani o sevdiğine yalan söyleyip de
Bir gün mutlu olanlar var ya,
Zamanla söyledikleri yalan;
Ayaklarına dolanmıyor mu ?

Bir yılan gibi
Sokmuyor mu en derinden gelen damarlarını?
Salmıyor mu zehrini?
Gebertmiyor mu yalan söyleyeni?

İşte o zaman çıkıyor benim ağzımdan
Küfür, bazı sözler!
Başlıyorum ta en baştan,
Sonuna kadar,
Başına iş gelirse
Bil ki benden gelir!
Sevdiğinden gelir!

Hani insan sevdiğine kıyamazdı?
Sen bana nasıl kıydın deme sakın!
Sen bana nasıl kıydın onu de önce…..

Hatun Yılmaz
10.09.2014
www.kafiye.net


Tarih 10 Eyl 2014 Kategori: Hatun YILMAZ

Yaralı

Yaralı

Ne çok kırmışlardı beni,
Aldın ya gönlüne sevdin ya beni!
Sıcacık bir yatak gibi sarmaladı ya gönlün;
Yaralı gönlümü!
Bir yudum su misali öptün ya dudaklarımı!
Ferahlattın ya kan kusmuş bedenimi nefesinle!
Huzur verdin ya evinde!
Mutlu ettin ya beni!
Dindirdin ya yaralı gönlümü,
Gitmem!

Senin sıcacık huzur veren gönlünü bildikten,
Ve seni evimin direği olarak görmüşken,
Ve sen bana evimin direği;
Sıcacık yüreğinle sen,
Yaktın beni ben ısıttım seni,
Seni görünce güldü gözlerim demişsen,
Kadınım demiş isen,
Aldanıpta iki sözüne,
Gitmem!

Bilirim dudaklarının söylediği
Acı sözlerinin sinir damarlarından çıktığını!
Ve yine bilirim kızdığında;
Anladığını,
Kadınını kırdığını,
Ve yaralı bir kuş gibi canının acıdığını…
Seni sevdiğimden,
Beni nasıl sevdiğini bildiğimden,
Seni bırakıp gitmem,
Sevdiğimden,
Sinir damarları yüzünden vazgeçmem!
Bilesen!

Hatun Yılmaz
18.06.2011
www.kafiye.net

Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Saffet ÇAKIR

ADIN SENİN


ADIN SENİN

 

Bir şiirdi, okunmamış şiirdi adın senin
Akasyalara bulaşmış tadın senin
Gözlerinde yıldızların üşüdüğü aşikâr
Önünde selam dursun güneş, kadın senin.

Ümitlerim kanadı kırık kuştu
Ah yüreğimde ki muştu!
Ama vuslata yoktu mecalim
Yollarım yokuştu…
Uzaktan ses veren sen olsaydın
Yağmur olup gözlerime dolsaydın
Kanımda al,
Mecalsiz gölgene düştüğümde
Üstüme eğilen dal
Sen olsaydın…

Zaman öyle hızlı geçiyor ki gülüm!
Hançerin ucundan kan damlar gibi
Ve ben zamansız feryad eden bülbülüm
Anka kuşu kanadına konsam ne çare!
Vurulan hangi uçurtmanın türküsüdür gözlerin…

Saffet Çakır
www.kafiye.net


Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Hatun YILMAZ

SEVDİĞİM

SEVDİĞİM

Varlığın bana huzur veriyorken,
Yanımda olabileceğini düşünme düşüncesi bile
Huzur veriyordu.
Ve ben hep üşüyordum!
Ne zaman seni görsem gözlerine düşüyordum,
Bir bakışınla huzur buluyordum!

Sevdiğim başıma taç bildiğim,
Varlığın cennetim olmuşken,
Yokluğunu yaşatma,
Yokluğunu düşündürmekle
Aklımı alma benden!

Zaten ben bende değilim!
Aklımı da alma benden!
Kıskanıyorum seni senden….

Hatun Yılmaz
05.04.2009
www.kafiye.net


Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Belgin Turan Satıcı

Demek Gidiyorsun…


Demek Gidiyorsun…

Demek anıları bastırıp çuvala
Dönüp bile bakmadan ardına
Ayaklarının altına alarak geçmişi
Ve sürüyerek kalbimi buzdağına doğru
Gidiyorsun…

Sorgu sual etmeden, sormadan bile
Son bir kerecik görmeden yüzümü
Ellerinin arasında kaymadan saçlarım
Bir inat uğruna kapatıyorsun bana kendini
Demek gidiyorsun…

İki çift lafla bitirdiğin şey nedir diye bi sor
Görmeden çığlığını ruhumun, yarım bırakarak
Öbür yanımı, yaralı bir ceylan gibi
Sendeleyerek yüreğinde
Gidiyorsun demek…

Bende güle güle derdim önceki aklımla
Nefesinin biri ben olmuşsam gülüm
Geçtiğin yollarda izim acıtıyorsa halen
Yüreğin darmaduman, gözlerin hüzün çalıyorsa
Gidemezsin aklın her estiğinde…
Demek kalıyorsun…

09.09.2014 Belgin Turan SATICI
www.kafiye.net


Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Zeynep ÖZÜGENÇ

SEVDAM VAR SİZE


SEVDAM VAR SİZE

Aşk var, bahçem de
Sevgi var,lehçe’m de
umut var ,bohçam da
Sarmaya geldim….

Hadi gelin,durmayın !
Halim,nedir sormayın!
Beni,hakir görmeyin !
Yanmaya.geldim.

Dünyanın,en tatlısı dil
Sen,sen bunu böyle bil
Gözyaşı nı , akıtma sil
Çiçeklerin,şahı gül
Sermeye geldim.
29.04.2014
ZEYNEP ÖZÜGENÇ (BİR GARİP ZEYNEP)
www.kafiye.net


Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Remziye ÇELİK

Sahi Sen Ne Zaman Büyüdün Çocuk


Sahi Sen Ne Zaman Büyüdün Çocuk

Hadi büyü çocuk
Bak artık o maviler eski mavi değil
Ellerinden tuttuğun umutların artık büyüdü
Eskisi gibi sakın düşme çocuk
Kanayan sadece dizlerin değil yüreğin olur

Sakın ağlama çocuk
Gözyaşların sel dostların el olur
Yırtık cebinde ki paralar düşerken para olur
Çalınan kapın paslı sürgüler ardında mahzen olur

Olur da düşersen çocuk
Düşürme kursağındaki bir lokma ekmeğini
Aslanın ağzında ekmek paylaşanı çok olur
Kırk kanat geçinirsin oda zehir olur

Deki ben büyüdüm çocuk
Sakın gölgesinde büyüdüğün çınar kurumasın
Yüreğin mahşer yeri olur ateşinde yanarsın
Gönlü zindan olanın yari toprağa yar olur

Dostum var diye dostuna güvenme çocuk
İşi biten işgüzarlar kendi çöplüğünde aslan olur
Sahi sen ne zaman büyüdün çocuk
Hayata rest çıkarcılara ders verir oldun

Remziye ÇELİK
09.09..2014/02.17
www.kafiye.net


Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Ömer Sabri KURŞUN

Bu Gün Günlerden 9 Eylül


Bu Gün Günlerden 9 Eylül

Bu gün günlerden 9 Eylül, bu gün İzmir’e Güneş bir başka doğdu, sanki doğum sancıları yoktu, gülerek baktı İzmir’e, dağların üzerinden körfeze… Müjde veriyordu tebessümü Egenin incisi İzmir’e…
Bu gün İzmir yeniden doğdu ve Dünyaya haykırdı; “Bu millet esir edilemez… Öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler…”

Dokuz Eylül Anadolu İnsanının Özgür Birey Özgür İnsan olma tarihinin başlangıcıdır…

Bugün İzmir’in Kurtuluş Günü; emperyalizmin Anadolu topraklarından sürüldüğü denize döküldüğü gün…

19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaş yolculuğu 9 Eylül 1992’de İzmir’de sona erdi. Mustafa Kemal ‘in önderliğindeki ulusal özgürlük ve kurtuluş savaşının kazanıldığı o büyük utkunun adıdır 9 Eylül.
1 Eylül 1922 Mustafa Kemal tarihi emrini verdi: “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!..”
Bağımsızlık ateşi ile yanan Türk Birlikleri bir an önce İzmir’e girmek için yıldırım gibi ileri atıldılar.

Türk birlikleri 1 Eylül’de Uşak ve Kütahya’ya ertesi günde Eskişehir’e girdiler. Batı Anadolu kentleri birbiri ardına geri alınıyordu. 4 Eylül’de Alaşehir, Buldan, Kula Söğüt. 5 Eylül’de Bilecik, Bozöyük, Simav, Demirci, Ödemiş, Salihli; 6 Eylül’de Akhisar, Balıkesir. 7 Eylül’de Aydın, 8 Eylül’de Kemalpaşa ve Manisa’ya Türk ordusu giriyordu.

Türk ordusu İzmir önlerindeydi artık. ”3 yıl 3 ay 25 gün” süren savaş sona eriyordu. İzmir’de ulusal isyanın ilk kurşununu sıkarak işgalci Yunan Efzun Alayının bayraktarını Karataş’ta yere indiren gazeteci Hasan Tahsin’in başlattığı mücadele yine aynı kentte noktalanıyordu.

9 Eylül 1922 saat 11.00; Türk Süvarisi İzmir’e girmiş ve Konak’ı zapt etmiştir. Teğmen Ali Rıza ve bir erle hükümet konağının merdivenlerini yıldırım hızıyla adımlayan Binbaşı Şerafettin Bey ikinci kattaki balkonda duran Yunan Bayrağı’nı indiriyor yerine Türk Bayrağı’nı çekiyordu. Halk coşku içinde özgürlük türküleri söylüyor ulusal kahramanını Mustafa Kemal Atatürk’ünü bekliyordu artık.
Ve Mustafa Kemal Atatürk 10 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.

Atatürk’ün 1 Eylül’de Dumlupınar’da verdiği ”Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri” emri 9 Eylül 1922’de İzmir’de noktalanırken yalnızca Türkiye için değil dünyanın bütün ezilen ulusları için yeni bir çığır açılıyordu…

”Bu tarih insanların silahlardan uzaklaştığı bir zamanın adıdır.”
“Bu tarih toplumu yönetim gücünün kaynağı olarak “millet iradesi” gösterilmiş İstiklal Savaşının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin itici gücü olmuş “tam bağımsız ve demokrat bir Türkiye” yaratma süreci başlatma tarihidir.”
“Bu tarih Osmanlı cemaat düzeninin “tebeası-kulları” “vatandaş-yurttaş” kimliğini kazanıp “özgür birey-insan” olabilme tarihidir…”

“1922’ yi anımsadık
Eylül 9’ u geçti geçecek…
Gözlerimdeki ıslaklığı sorarsan
Bin Eylül silinmeyecek…

Ve o gün bir ders verdi tüm Dünya insanlarına Atatürk, şu sözleriyle; ‘Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez!.’ Bizde ders aldık mı bu sözlerden!..”

Güzel İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 92. yıl dönümünü kutluyor, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyor, tüm İzmir’li hemşehrililerime sevgi ve muhabbet yolluyor, saygıyla selamlıyorum…

Ömer Sabri KURŞUN/çınar
www.kafiye.net


Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Şevki KAYATURAN

ÇİLEDİR DÜNYA


ÇİLEDİR DÜNYA

Kimisi köşklerde kimide yatta
Kazısı doğduğu günden ayakta
Kurulduğu günden hep aynı hatta
Göçeni konanı bitmeyen dünya.

Kimisi denizde kimi yalıda
Gezip dalaşan var ipek halıda
Kahvaltıda eksik olmaz balıda
Yoksula zindandır çiledir dünya.

Kimisi otelden evine gelmez
Her gün birisiyle gezer evlenmez
Yaptıkları hoş görülür söylenmez
Garibe sevdası zor gelen dünya.

Kimisi var inanmaz hiç Allah’a
Giydiğini giymeyen var bir daha
Bastı mı araba, kalkıyor şaha
Eşeği olmayan köylüm var dünya.

Kimisi öksürse kaçar dışar
Yanında metresi evdedir karı
Gününü gün etmek en büyük kârı
İlaç bulamayan canlar var dünya.

Kimisi var şampanyalar açıyor
Yıl başına Avrupa’ya kaçıyor
Dansözlere dolar, avro saçıyor
Ekmek alamayan insan var dünya.

Kimisi var, sözü özü bir değil
Kayaturan, harama etmem meyil
Benim istediğim dünya bu değil
Parayla adalet satan var dünya.

( 31.12.2010 Saat 08.20 )
Şevki KAYATURAN
www.kafiye.net


Tarih 9 Eyl 2014 Kategori: Şevki KAYATURAN

ADALET DEĞİL


ADALET DEĞİL

Adalet olmalı mülkün temeli
Hak, hukukla tecellisin etmeli
Suç işleyen cezasını çekmeli
…..Âdil bir yargının, önünde eğil.
…..Geç gelen adalet, adalet değil.

Yürümesi için dünya çarkının
Âdil hüküm, adalete saygının
Dili, dini, rengi olmaz yargının
…..Bağımsızsa hukuk, önünde eğil
…..Geç gelen adalet, adalet değil.

Adaletin terazisi bir milim
Oynayınca bil ki vahimdir halim
Çıkmamalı üç beş yılda bir zalim
…..İndirirse tokat, önünde eğil
…..Geç gelen adalet, adalet değil.

Mantar gibi her gün hırsız bitiyor
Ceza caydırmıyor suça itiyor
Esrar, eroinle canlar gidiyor
…..Önlüyorsa hukuk, önünde eğil
…..Geç gelen adalet, adalet değil.

Kayaturan, paralıysa adalet
Bu sistemde huzur bulamaz millet
Ayaklar altına düşmeden devlet
…..Dur diyorsa hukuk, önünde eğil
…..Geç gelen adalet, adalet değil.

( 24.01.2011 Saat : 21.33 )
Şevki KAYATURAN
www.kafiye.net