Kategoriler

Arşivler


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Serap Cemile CANSEVEN

UMUTLAR


UMUTLAR

Yine hüzün düştü benim payıma
Yine dalgalandı gönül denizim
Güz yaprakları savruldu her yanıma
Güz yapraklarına döndü benim hayatım

Yine sardı gökyüzünü bulutlar
Apansız başladı tufan fırtına
Gönül denizimde bitmez umutlar
Umutlar vardırır beni yarına

Zaman dinmez acıları sızıları
Bitmez hasretlerin sabır ilacı
Feleğin acı olsa da kırbacı
İnsanı umutlar besler ve yaşatır

Serap Cemile CANSEVEN
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Serap Cemile CANSEVEN

BEN BİR TOMURCUK GÜL İDİM EZELDEN


BEN BİR TOMURCUK GÜL İDİM EZELDEN

Ben bir tomurcuk güldüm ezelden
Uçurdum ömrümü hemen tez elden
Şimdi farkım yok artık gazelden
Geçti gitti yalan oldu çağlarım

Bir gül oldum bülbül eğdi dalımı
Arı oldum eller yedi balımı
Felek kırdı kanadımı kolumu
Bir yel esti talan oldu çağlarım

Dostlarımı üzdüm sitem sözümden
Ümitsiz feryadım gitmez özümden
Derdimin ortağı şiirlerimden
Geçti gitti yalan oldu çağlarım.

Serap Cemile CANSEVEN
07.09.2014
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

GÖZLERİNİ


GÖZLERİNİ

Siyah gözlerini, perdelemiş kötülükler!
Gerçekleri yok etmiş sahte gülücükler!
Sevdiğini söylerken yalan öpücükler,
Neden karşıma çıktın yokluklar içinde?


Kirpiklerinle ta can evimden vurunca,
Endamın ile yollara koyulunca,
Kol kola gezip, akşam beni unutunca,
Neden karşıma çıktın yokluklar içinde?


Yalan sözlerinle gerçekleri gizledin,
Beni anlamaz, görmez, deli biri dedin,
Nasılsa benim esirim, hizmetçim bildin,
Neden karşıma çıktın yoklular içinde?


Yalanla temel olmaz, sevgiye doyulmaz
Bir gün sana benden başka inanan olmaz,
Beni de unuttun, sana hiç inanan olmaz,
Neden karşıma çıktın yokluklar içinde?


Basınsitesi-İzmir/ 15.08.2003
Hüseyin  DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Şair Yazar
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

FIRTINALAR KOPARKEN


FIRTINALAR KOPARKEN

Fırtınalar koparken ruhumun derinliğinde,
Akşamın karanlığa gidişi nasıl zorlanır?
Gizli hıçkırıklar düğümlenir derinliğinde,
Akşamın karanlığa gidişi nasıl zorlanır?

Göz yaşımın gizle donuklaşmasında değilim,
Kalbimin hicranla yaralanmasında değilim,
Yalnızlığın zorda unutulmasında değilim,
Akşamın karanlığa gidişi nasıl zorlanır?


Güneş ufukta kızarmış, benden korkup kaçmakta!
Ay hilâlini göstermemek için kaybolmakta,
Nazlı yâr gönül koymuş aklı sıra şımarmakta,
Akşamın karanlığa gidişi nasıl zorlanır?


Gece beklemede bütün azâmetiyle şimdi,
Yıldızlar semâda oynar letâfetiyle şimdi,
Rüzgâr da benden gizleyecek esintiyle şimdi,
Akşamın karanlığa gidişi nasıl zorlanır?


Davutlar / 04.10.2005
Hüseyin  DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

Seni Bekliyorum


Seni Bekliyorum

Ölüm seni bekliyorum şimdi odamda,
Senli sensiz gelsin, ansızın gelsin diye!
Ölüm seni bekliyorum şimdi odamda,
Ansızın beni odamdan alıveresin diye!

Ay ışığından beklediğim o mutluluğu,
Yıldızların göz kırpmasındaki yorgunluğu,
Kukumav kuşunun korkunç uğursuzluğu,
Ölüm seni bekliyorum şimdi odamda.

Cırcır böceğinden daha da sessizce,
Yılanın sinsiliğinde ol sen sessizce,
Beni odada görenler imrensin sessizce,
Ölüm seni bekliyorum şimdi odamda.


Yarasanın pençesinden de kuvvetli,
Şahin bakışlı, aslan kral pençeli,
Soranlara denilsin o hep heybetli,
Ölüm seni bekliyorum şimdi odamda.


Ceylanın kıvraklığında ol habersiz,
Tilkinin kurnazlığın da olsun yetersiz,
Kıratımın beli incinmiş nedense yersiz,
Ölüm seni bekliyorum şimdi odamda.


Gülün kırmızılığında o kızıllıklarda,
Karanfiller mis gibi olmuş kokmalarda,
Reyhan susuz, yaprakları sararmalarda
Ölüm seni bekliyorum şimdi odamda.


Seninle pazarlık yapamadım yaşamda,
Canlarım can evimden vurdu odamda,
Son nefesimde senle pazarlık yapmamda,

Ö
lüm seni bekliyorum şimdi odamda.

 

 

İzmir /  19.08.2005
Hüseyin  DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Şair Yazar
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

DÖVSÜNLER


DÖVSÜNLER

Bir cisim, bir ruh ve bilinmezlik,
Eller, ayaklar derken gözler, benlik
Hiç bu dünyada değilmiş gibi densizlik,
Bedenin her yanını sarmış bir tembellik.

Yollar kalabalık, adım atmak zor
Bu beden kapılmış sele görme hor,
Biraz gaflet, biraz cahillik, sanki kor!
Nasıl yürür bu et yığını sen ona sor?

Ağlasın isterdim gözlerimi, kızarıncaya kadar
Dövsünler cismimi, inan kan çıkıncaya kadar
Okyanustaki azgın dalga duruluncaya kadar,
Dövülsün, dövülsün ruhum yoruluncaya kadar!

İzmir /16.01.1979
Hüseyin  DURMUŞ
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Karacakız Elif AKTAN

YAKARIŞ


YAKARIŞ

Ömrüme hüzün verip ciğerimi yakanın,
Allah’ım Sevgisini ,yüreğimden söküp al…
Hayallerimi yıkıp gözlerimden akanın,
Allah’ım Sevgisini,şu halime bakıp al…

Menfaat için beni yarı yolda koyanın,
Beklediğim yarına acımadan kıyanın,
Önce ümitler verip sözlerinden cayanın,
Allah’ım Sevgisini,artık benden çekip al…

Yılan gibiyken dostluk rolune bürünenin,
Firavun’ken Nemrut’ken İbrahim görünenin,
Beni sırtımdan vurup bununla övünenin,
Allah’ım Sevgisini,benden beter yakıp al,
KARACAKIZ kulun’dan bu sevdayı söküp al…

KARACAKIZ   Elif Aktan
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Canan ÖZDEMİR

KAPLICALAR DİYARI SİVAS


KAPLICALAR DİYARI SİVAS

Güneşin aydınlığı kadar aydınlık bir dünyanız olması dileklerimle.Bugünkü gezimizin konusu Sivas Kaplıcaları.İlk durağımız Kangal Balıklı Kaplıcası.Halkın deyimiyle Yılanlı Çermik.Kangal’a 10 km uzaklıkta ağaçlık bir mevkide bulunmaktadır. Kavak mevkiindeki kaplıcanın başta yılancık ve sedef olmak üzere bir çok cilt hastalığının  ve romatizmal hastalıkların tedavisi için  gerek yurt dışından ve gerekse  yurt içinden hastalar gelmektedir.Suyun sıcaklığı 36 derecedir. Suyun içerisindeki minerallerde tedavi edici niteliktedir.
Sıcak Çermik Kaplıcası ,Sivas –Ankara yolu üzerinde, il merkezine 31 km uzaklıktadır.Suyu kükürtlü ve ortalama sıcaklığı 40 derecenin üzerindedir.Çermiğin suyu,özellikle romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.Ayrıca Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesinin hastaların tedavisi için Fiziksel  Tıp ve Rehabilitasyon Merkezi çermikte hizmet vermektedir.
Soğuk Çermik Kaplıcası serin, temiz havası ilginç topografik yapısı ile dikkat çekmektedir.Soğuk Çermik ,il merkezine 18 km uzaklıkta yer almaktadır.Dertlilerin deva ,hastaların şifa için dua ettiği Ahmed’i Turan Hazretlerininde türbesi burada ziyaretçi akınına uğramaktadır.Efsaneye göre ; Soğuk Çermik yakınlarında çok şiddetli savaşlar olur.Ahmet Turan Gazi yaralanır. Kelle koltugunda atıyla beraber Soğuk- Ilıca denilen bu mevkide kayalıklara atlar. Atının ayak izleri kayalıklara gömülür. Türbesinin ilerisinde ayak izlerine benzeyen çukurlar ı görebilirsiniz.İnanışa göre bu izler Ahmed-i Turan’ın atının ayak izleridir.Ahmed-i Turan Battal Gazi ve Sivas Yukarı Tekke’de türbesi bulunan Abdulvahabi Gazi Hazretlerininde silah arkadaşıdır.
Sıcaklığı 25- 28 dereceler civarında olan kaplıcanın suyu insanın vücut sıcaklığından biraz düşük olduğu için ‘’Soğuk Çermik ‘’denilmektedir.Şifalı suları ;Romatizmal, sinir ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.
MTA’nın yaptığı son araştırmalarda merkeze bağlı Yukarıyıldızlı Köyünde bir süre önce bulunan jeotermal  kaynakta turizme kazandırılmayı bekliyor.Bu kaynağında içerdiği mineraller nedeniyle bir çok hastalığa iyi geleceği , ayrıca içmecelerininde mide ve bağırsak  hastalıklarına iyi geleceği belirtiliyor.
Kaplıcalar Diyarı Sivas’ta turizme kazandırılmayı bekleyen, çeşitli dertlere derman olabilecek; Ortabuçak Çermiği, Alaman Çermiği, Akçaağıl Çermiğini de sayabiliriz.
Sivil Toplum Kuruluşları ve Yetkililerden beklentim Sivas’taki jeotermal Kaynakların kullanılması ile ilgili çeşitli projelerin üretilip, hayata geçirilmesidir.Bu konuda duyarlı olmayı bir vatandaşlık görevi sayıyorum.Saygılarımla.

Canan ÖZDEMİR
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Canan ÖZDEMİR

AVRASYA EĞİTİMCİLER DERNEĞİ GEZİ NOTLARI –3


AVRASYA EĞİTİMCİLER DERNEĞİ GEZİ NOTLARI –3

(İran’da Tebriz Gezi Notları)

Gününüz aydın olsun. Gezimizin son durağı Tebriz.Tebriz’e gitmek üzere Azerbaycan’ın sınır kapısından İran sınır kapısına doğru 3,5 – 4 saat süren oldukça zahmetli bir beklemeden sonra girebildik.Ancak bu muhteşem şehir için değerdi.İpek yolu üzerinde bulunan bu tarihi şehirde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan bir çok güzel yer ve eser bulunmaktadır.
Gerek Tebriz’de ve gerekse Bakü’de hiç bir sıkıntı çekmedik ve sevgiyle karşılandık. Kendimizi yurdumuzdaki gibi rahat hissettik.Tebriz’e girmeden önce Azim Kardeşler Lokantası’nda Mina Kebabı (Lüle Kebabı) yedik.
Tebriz, İran’ın dördüncü büyük kenti,ancak sanayi bakımından ikinci büyük kentiymiş.Şehrin havası sıcak yaz aylarına rağmen ılımlı ve güzel ,bunaltmıyor.İran’ın girişinden itibaren bitki örtüsü İç Anadolu Bölgesi’ndeki gibi bozkırdı.Tebriz, karasal iklimin özelliklerini gösteriyor.
Otelimizde kahvaltı yaptıktan sonra Gaçar Müzesi’ne doğru yola çıktık. Gacar Müzesi, Gacar Hanedanıyla ilgili nadide ev ve süs eşyalarının bulunduğu müze. Sadece bir kısmı müze , diğer kısımları başka amaçlarla kullanılıyor.Göz alıcıydı.Camları;işlenmiş, iç açıcı, sarı ,mavi,kırmızı,yeşil renkli desenlerden oluşuyordu.İşlenmiş tavanlar,barok tarzı perdeler, silahlar, hanedan ailesinin soy kütüğü ilk göze çarpanlardı.İnsanın ruhunu okşayan bir saray.
Gacar Müzesi’nden sonraki durağımız; Şairler Mezarlığı.Dünya’da yetiştirdiği şairleri ,sanatçıları için özel mezarlık yapan tek şehir Tebriz.Kanaatimce sanata,sanatçıya verilen önemin göstergesi.Haydar Baba isimli ünlü eserin şairi Şehriyar’ın mezarı da burada. Dua edip, şiirlerini dinledik.Müzeler Şehri Tebriz’de çok kıymetli , paha biçilmez tarihi eserlerin muhafaza edildiği bir çok müze var.Ancak bu kısıtlı zamanda hepsini gezemedik.İnşallah bir daha ki gelişimizde.Yolumuzun üzerindeki Beytuni’nin yaptığı yiyecek müzesini gezdik.Gacar döneminden kalan Seyit Hamza Camii’ni gezdik.
Moğollar, Safaviler gibi devletlere başkentlik yapan Tebriz; İran’ın en önemli ticaret, endüstri ve eğitim merkezlerinden biri. İran’da ilk belediye teşkilatının kurulduğu Tebriz’de Belediye Binasının bir kısmı da müze olarak gezilebilir.Saat Kulesi olarak da adlandırılan bu bina da uçuş halinde bir kartalı gösteren bir şekilde dizayn olmuş.İçerde bulunan eşsiz ,tarihi eserlerin fotoğraflama imkanı buldum.
Daha sonra Mescit-i Alişah Kalesi’ni gezdik.8. yüzyıldan kalma bu eser görülmeye değerdir. Kaleden sonraki durağımız Azerbaycan Müzesi oldu.Bu müzede bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkan eserler sergilenmekte.Tebrizli bir heykeltıraşın yaptığı heykeller, insanlık açısından çok önemli mesajlar veriyordu.
5000 yıllık tarihi olan şehir, deprem kuşağında yer aldığı için bir çok yıkıcı depremin etkisiyle tarihi eserlerin bir çoğu yıkılmış ve ya kalıntıları kalmış.Daha sonra şehir yeniden inşa edilmiş.Gezdiğimiz Göy Mescit çinileriyle meşhurdur ve günümüze kalan en önemli eserlerden biridir.Şah Cihan zamanında yapılmıştır.
Göy Mescit’in önünden geçip doğruca ileriye doğru devam ettik. Yol boyunca büyük ve modern bir çarşının içinden geçtik ve sola dönüp merdivenlerden aşağıya inince Demir Çağı Müzesi çıktı karşımıza. Demir Çağı Müzesi’ndeki mezarlar 4000 yıl önceye aitmis. Öldükten sonra dirileceklerine inandıkları için bu mezarlarda yatanlar cenin pozisyonunda ve kişisel eşyalarıyla gömülmüşlerdi. Sadece bir kadın attan düşüp beli kırıldığı için sırt üstü gömülmüştü.
Halı Müzesi’nde çok değerli, ve paha biçilmez halıları görebilirsiniz. En eski halılardan Safevi dönemine ait halı dikkat çekiciydi.Tarihi İpek yolu üzerinde olan Kapalı Çarşı’dan da söz etmek istiyorum.Tarihi Kapalı Çarşı, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış.Hicri 4.yüzyıla ait farklı arastalar, küçük çarşı,koridorlar, dükkanlar, camiler ve hamamlardan oluşuyor.İpek halılar duvarlara asılan kuyumcular, yiyecek içecek ,zerzevat dükkanları,bakırcılar, gümüşçüler,ayakkabıcılar dikkatimi çekenler.
Ve son durağımız yemek ve dinlenmek için El Gölü Milli Parkı.Şehrin doğusunda ,bir tepenin üzerine kurulmuş bir göl kenarı.Akşam 9 sıralarında gittik.Suyun ve rüzgarın etkisiyle serinledik ve dinlendik.Gölün etrafında yiyecek içecek satan büfeler, lokantalar, çay bahçeleri var.Yöresel lezzetleri tadabilirsiniz.Yöreye ait sebzeli çorba favorim.Tebriz gezimizde bize eşlik eden,yardımlarını esirgemeyen Masoumeh Daei hanımefendiye de teşekkürlerimi sunuyorum.Tebriz’de,Bakü’de yeni dostlar edindim.Böylece bir gezimiz daha sona erdi.Gelecek gezimizde hangi Türk İllerine kucak açmak kısmet olacak bakalım?Selametle kalın.

Canan ÖZDEMİR
www.kafiye.net


Tarih 11 Eyl 2014 Kategori: Gülsüm Hicran ÇAÇUR

BİR HABER OLSUN GELMİYOR


BİR HABER OLSUN GELMİYOR

Sensizlik bu gece de
Korkularımla üstüme geliyor,
Tıkanırım, alamam nefes,
Sesim sesim titriyor,
Gözlerin aklıma geldikçe
Zamanım duruyor,
Kilitlendim o son geceye,
Bir haber olsun gelmiyor.

Sensizim bir tek seni bilirim,
Ben yalnız seni severim,
Karanlık düşüncelerimi,
Sen gelirsen silerim.
Kilitlendim o son geceye,
Bir haber olsun gelmiyor.

Deli gibi dönüyor başım.
Saniyelerle içim içim eriyor,
Her mevsimin şarkısını besteledim.
Bu ne hayat sensiz geçiyor,
Herkese hayır,
Bu gönül seni seni istiyor,
Kilitlendim o son geceye,
Bir haber olsun gelmiyor.

Gülsüm Hicran Çaçur-07/09/2014
www.kafiye.net