Kategoriler

Arşivler


Tarih 29 Eki 2014 Kategori: Ülkü DUYSAK

DOSTLUK


DOSTLUK

“Dost; yüreğimizin en güzel yerinde ağırlanmayı hak edendir” demiştim bir sözümde… Kimdir dost? Nedir dostluğun ölçüsü? Neye dayanarak “işte bu benim gerçek dostum” diyebiliriz birine?

İki insan arasında doğacak dostluğun kesin dostluk hüviyetine bürünmesi uzun bir süreç gerektirir elbette. Dostluk kavramının geliştirilmesi, bu süreç içerisine nelerin sığdırıldığıyla orantılıdır.

Dostluk köprüsünün temel taşlarını davranış biçimlerimiz belirler. Olumlu davranışlar pekiştireç görevi gören sağlam taşları; olumsuz davranışlar ise, dostluğun oluşumunu engelleyen çürük taşları oluşturur.

Dost bizimle ağlayan, bizimle gülendir. Yanı başımızda olmasa da onun varlığı her zaman güven verir bizlere… O hep yüreğimizdedir. Biz de onun yüreğinde olduğumuzu biliriz. Ona ihtiyacımız olduğunu söylemesek de o bizi yoklar zaman zaman… Hissettiği an, bir cümleyle bile olsa destek olur; imkân yaratabilirse, koşar gelir.

Dostum diyebildiğimiz birine, kendimize güveniyormuş gibi güveniriz. Biliriz ki o; maskesiz, yalansız, riyasız bir şekilde hep bizim yanımızdadır…

Bazen, bilinçli yapılmayan birçok basit ve doğal hayat testleri, gerçek dostunuzun kim olduğunu ortaya çıkarabilir.

Dostluk satılmaz, satın alınmaz; tarlada yetişen bir ürün gibi hasat edemezsiniz onu. O, tohumunun özünde sakladığı sevgi damlacıklarıyla gönüllere serpilir ve zaman içerisinde büyür, gelişir. Hiç ummadığımız bir anda o tohumun boy verdiğini, çiçekler açtığını görürüz. Bir gün aniden, karanlık sandığımız gökyüzümüzde ışıldayan yıldızlar olduğunu fark ederiz onların…

Dostluk; faydalanmayı düşünmek değil, fayda sunmaktır. Dostluk, bencillik duygusunun alt edilmesidir. Dostluk iyi- kötü her şeyi paylaşmaktır. Dostluk-her ne olursa olsun- iki insanın “ben” değil, “sen”değil, “ikimiz” olabilmesidir. İki insan arasında bu güzellikler oluşursa, işte o zaman, “dost, yüreğimizin en güzel yerinde ağırlanmayı hak edendir” diyebiliriz.

Ülkü Duysak
www.kafiye.net


Tarih 29 Eki 2014 Kategori: Ülkü DUYSAK

ÇİZGİLER


ÇİZGİLER

Alnıma değince hazan rüzgârı,
Bütün mevsimleri sildi çizgiler.
Yaşanmadan biten güzel anları,
Tek tek yüreğime dizdi çizgiler…

Işırken göklerde her dem dolunay,
Mehtabı karartıp geçti çizgiler.
Yaşamın anlamı yaşarken kolay,
Gördüm ki geçmişten izdi çizgiler…

Düştü daldan yaprak, eğildi fidan,
Zamanın çarkında yeldi çizgiler.
Ömür kalemine dokunup bir an,
Çehremi okşayan eldi çizgiler…

Yaşamak güzeldi, ömür çok kısa…
Bunu benden önce sezdi çizgiler…
Hayatın çıkılmaz yokuşlarında,
Ölümle vuslatı çözdü çizgiler…

Ülkü Duysak
www.kafiye.net


Tarih 29 Eki 2014 Kategori: Ülkü DUYSAK

Yağmaz Bulutlar…


Yağmaz Bulutlar…

Neden kıpırdamaz yapraklar?
Yağmaz bulutlar…
Yarınlar mı isyanda,
Yoksa acıya mı alıştı insanlar?

Çiçekler neden bir namlunun ucundaki ölümde?
Ah, dünyaya hükmedeceğini sanan cehalet!
Söyle!
Hangi zalim kalmış, dünya üstünde?
Doymaz ki kimse, insan öldürmekle…
Bırakın, yaşasın herkes,
Payına ne düşerse…

Sen biledikçe bıçağını,
Namluna kurşun sürdükçe,
Gül mü açacak sanırsın yeryüzünde?
Neyinizi bölüşemiyorsunuz?
Kâinat hepiniz için yaratılmadı mı?
Yoksa ölüm mü yalan,
Dünya gerçek de…

Ülkü Duysak
www.kafiye.net


Tarih 29 Eki 2014 Kategori: Ülkü DUYSAK

EN ÇOK

EN ÇOK

En çok sen okşadın saçlarımı.
En çok sen bağışladın suçlarımı.
En çok sen onardın parçalanan düşlerimi.
Masken olmadı hiçbir zaman.
Neysen hep oydun karşımda.
Aydınlandım yüreğinin nurunda,
En karanlık anlarımda…

Beni en çok sen anladın.
Yer açtın her an bağrında.
Eteklerine tutundum,
Öteleyip, incitmedin.
En çok sen bekledin beni,
Camların ardında…
Hep ben vardım,
Gözlerinin buğusunda…
Beni en çok sen doyurdun.
Hep bir hakkım daha oldu,
Senin payında.

Oysa şimdi,
Bir sis perdesi var seninle aramda.
Ama hâlâ sıcacık duruyor ellerin,
Yorganımın ucunda.
Beni en çok sen sevdin,
Anneeeeeem…

Ülkü Duysak
www.kafiye.net


Tarih 29 Eki 2014 Kategori: Nazlı Saraç ORAK

Eskilerden Bir Gün


Eskilerden Bir Gün

Eskilerden bir gün
Yer Üsküdar Meydanı
Gece kör sabaha varmakla meşgul
Bense ayazın yüzümdeki bıçak iziyle

Bağırsam kimse duymayacak kadar
Issız ortalık
Korkuyor muyum? ..hayır..hayır
Ne zaman korktum ki
Ayak sesi olmayan yollardan?.

Kandırılmış ve inanmışlığımın
Ağırlığı var üzerimde
Yığılası bezginlik bir zamandır
Bedenimi kaplamıştı hatırlıyorum

Bir anda gözlerim, gözlerim geldi aklıma
Gülen gözlerim
Nasıl bırakıp gelmiştim
Bir imbatın koynunda
Nasıl da gelmiştim buralara?
Kim ve ne için?
Hatırlamıyorum..

(Naz’ca)
29.10.2014 01:20
www.kafiye.net


Tarih 26 Eki 2014 Kategori: Gülcan KORKMAZ

TERK ETTİ YALNIZLIK


TERK ETTİ YALNIZLIK

Şarkılar da yalnızdım ben.
Bir gece uyandığım da ansızın şiirler de yalnızdım.
Boynu bükük kimsesizler gibi,
sesim çıktığın da değil sustuğum da yalnızdım. Öyle çaresizce..
Seninleyken yalnızdım. Bir yabancı gibi..
Çünkü sensizken umutlarım vardı. Geleceğine dair.
Hani bir gün gelir diyerek bekledim..
İşte öyle yalnızdım sevgili, elini tutsam da yalnızdım hayaller de.
Sana dokunsam da, sesini duysam da ağlasan da..
Hatta küçük bir çocuk olsam da
Duvarlar duyuyor beni onlarla konuşuyorum.
Bir gece ayazında üşüyorum
Şehir bile ışıklarıyla beraberken ben neden yalnız yaşıyorum.
Sus kimse duymasın
İnsanlar varken yalnızlığı konuşmuyorum
Sen yokken yalnız olduğumu anlıyorum ne fena..
Onlar yokken kendimle konuşuyorum
Sırf deli sanırlar diye gündüz onlarla gece seninle yaşıyorum.
Terk et git beni yalnızlık artık seni istemiyorum.
Beni bu kadar çok sevmene dayanamıyorum
Ah! Düştü yine parçalandı hayallerim,öyle ki şarkılar bile küstü
Neden birini çok sevdiğin de seni bırakıp gittiğini öğrendim artık.
Biliyorum bu hayat seni de üzdü.

Gülcan KORKMAZ
www.kafiye.net


Tarih 26 Eki 2014 Kategori: Nezahat KAYA

Tarife


Tarife

Sahibini dile düşüren kelam
Kavlini bilmeyen söz ile olur
Başının üstünde taşınan selam
Gönülden gönüle öz ile olur

 

Farketmez çok zaman geçse arası
Muhabbetin hası, daha sonrası
Güvenle tutuşur sevgi çırası
Dostuna bakacak yüz ile olur

 

Susuzun bir bardak suyu içmesi
Zordur su başında çeşme seçmesi
Bin düşünüp bir kez ölçüp biçmesi
Sandıktan alınan bez ile olur

 

Yiğitlik yolunda masuma taraf;
’Ahretini yapar’ bak diyor Mushaf
Ayağa kalkmışsa tarlada yulaf
Toprağı hasılı düz ile olur

 

Değil hiç bir yürek etten yığıntı
Her türlü duygular onda sığıntı
İçten geçirdi mi koca sarsıntı
Hâlini anlamak göz ile olur

 

Lâkin varıldıkça uçsuz ummana
Saklanır cefada kaç gizli mana
Kayıp furyasında tarife cana;
Yorulmuş sinede haz ile olur.

 

Nezahat YILDIZ KAYA
www.kafiye.net


Tarih 26 Eki 2014 Kategori: Necla ARGÜZ

Sessizliğim!


Sessizliğim!

En güzel saatlerimi çalıyorum gecenin koynundan..
Adını bilmediğim kuytularda saklıyorum..
Sessizliğimi dinliyorum!
Tüm melodilere kapatıp sağırlığımı.

Yalnızlığa olan bu alışkanlığım..
Sebebini bilmediğim bir hayale zorluyor beni..
Güçlü bir el çekiyor derinliğine tüm olmazların..
Harman yeri gibi savruluyorum.

Binlerce kez gülsemde canım aç, canım yaralı..
Neyi sorguluyorum bir bilebilsem..
Pırıl pırıl gülüşlerle yaşamak varken..
Bense, her sokağın çıkmazında dolaşıyorum.

Beyaz karanfillerin sensiz gölgelerine..
Yağmurlar bıraktım yine bu gece..
İçimde kelimeler kalabalığı,
Işığa çıkmayı bekleyen şiir gibiyim.

Gidiyorum, gidiyorum, gidiyorum..
Sonunda yine sana dönüyorum…..

Necla ARGÜZ
08 01 2012
www.kafiye.net


Tarih 26 Eki 2014 Kategori: Sevim Çiçek KARADENİZ

SARAMAZ OLDUN YARİM


SARAMAZ OLDUN YARİM



Bilmem ki unuttun mu beni sen uzaklarda.
Arayıp şu halimi soramaz oldun yarim.
Bir sensiz ölüyüm ben, sen desen tuzaklarda.
Kanayan yüreğimi saramaz oldun yarim

Sanki bir ilahi giz beni sana bağladı.
Kardelen çiçeğini deremez oldun yarim.
Uzaklığın çaresiz içerimi dağladı.
Vuslatı yollarıma seremez oldun yarim.

Suskunluğa büründün çıkmaz oldu hiç sesin.
Muştulu bir karara varamaz oldun yarim.
Hani o verdiğimiz yemini bozdun kesin.
Bağlı zincirlerini kıramaz oldun yarim.

Gelinlik hayâlimken kefenim mi olacak?
Şu hasret defterini düremez oldun yarim.
Bir sensiz gözlerime kara toprak dolacak
Kavruk ekinlerimi süremez oldun yarim.

Kollarının yerine kalemime sarıldım.
Ayrılığın gözüne vuramaz oldun yarim.
Sana değil sitemim kaderime darıldım.
Âşiyan yuvamızı kuramaz oldun yarim.

Sevo Can Çiçek
13.10.2014
00.47
BURSA
www.kafiye.net


Tarih 26 Eki 2014 Kategori: Sevim Çiçek KARADENİZ

Saklısın Derûnumda


Saklısın Derûnumda


Seni düşlemek sensizlik ülkesinde,
Usulca kapını çalmak,
Ve çaresizce yokluğunda erimek nedir?
Bilir misin?
Bir deli rüzgar gibi,
Sensizliğin kırık kanatlarında
Savrulup gitmek nedir?
Bilir misin?
Sen ne bilirsin sensizliği..!
Ben ne zaman ki aşkı seçtim,
Seni vurdular ayaklarıma, prangalarla,
Seni döşediler yolarıma, mayınlarla.
Sana açılan tüm kapılar vuruldu yüzüme.
Gönlümün dehlizlerinde sakladım seni.
Aşkın çilingir sofralarında
Seni kaldırdım kadehlerce,
Paramparça seni vurdum yere.
Seni içtim gecelerce şerefine.
Sendin ölümüm, dirilişim sen…
Seni çektim hasretle döne döne,
Kırık tesbihimin tanelerinde.
Dön artık, dön…dön.. dön diye .
Seni yazdım ardı ardına sayfa sayfa,
Son damlasına dek mürekkebimin.
Seni akıttım gözyaşlarımla
Hüzzâm şarkımın son nakaratında,
Çığlık çığlığa söyledim seni.
Buğulu gözlerimin kirpiklerinden,
Damla damla seni düşürdüm.
Sen ey benim deli sevdam.
Adın kazılı kalbimin sol yanında.
Bir yitik sevda gibi
Saklısın derûnumda,

Sevim Karadeniz (Sevim Çiçek Karadeniz)
www.kafiye.net