SEVGİLİM

Şimdi sevgilim, iyi aç gözlerini de dikkatle oku bu mektubu.

Sana bu satırları küçük bir kızın doğum gününde babasından ilk kez tokat yediği eşikten yazıyorum. Ağlamıyorum ve evet tabii ki yalan söylüyorum. Mutlu bir kadın olamayalı bi üç-beş yıl oluyor zaten. Üstüme sinen hüzün kokusu yıllardır ter kokumu bile bastırıyor benim. Bu yüzden parfüm kullanmıyorum. Bak yine yalan söyledim; parfüme alerjim var, biliyorsun sevgilim.
Migrenim tuttuğunda kulağımın arkasında gezindirdiğin parmakların vardı senin. Sonra ben sizin evden ne zaman “hadi ben gideyim/gidiyorum” diye çıksam dolan gözlerin, bir hata ettiğinde ayaklarıma kapanıp hiçe saydığın gururun vardı. Sinirlendiğinde hırıltı halinde çıkan sözcüklerin, öpmeye doyamadığım saç diplerin vardı. Sevgilim bu mektuba başlarken kafamda sana adamayı planladığım yüzlerce cümle vardı ama tıkandım. Yine yalan söylüyorum, sen bana bakma. Aslında mektubun yarısındayken telefon çaldı ve tüm düşüncelerim dağı…ldı. Gerçi sorun değil, ben seni en çok gecenin bu saatlerinde doğaçlama seviyorum, doğamda var.

Bu arada içtiğim sekizinci hap sonunda midemi alabora etti. Ağrı kesiciler kesemiyorlar migren ağrısını ve migren bile seni özletiyor, bir daha ağrıyorum. Bıraktığın kadın değilim artık ama tam bıraktığın kapıda ağlıyorum. Sonra bilmem kaç izmarit düşüyor ayak uçlarıma.

Güvercinler değiyor saçlarıma, dayımın terasında. Bu bile iyi gelmiyor çünkü seninle bir güvercin kanadı sarmıştık tam altı yıl evvel, okulun önünde. Her şey seni hatırlatmaya değil de unutturmamaya yeminli, keşke diğerine yeminli olsalardı çünkü seni bir an olsun unutma düsüncesi pek cazip. Yine yalan tabii ki! Seni unutursam saçlarım dökülsün sevgilim.

Neyse.

Neden bu kadar sık yalan söylediğime gelirsek, sana özeniyorum biraz senleşmeye çalışıyorum ama gördüğün gibi beceremiyorum. Yeryüzünde istesem de yalan söyleyemediğim tek insansın, bağışla. Bağışla sevgilim, senin kadar aşağılık olamadığım ve sana yukarıdan baktığım icin. Oysa yanına gelebilmeyi yaratılmış olan her şeye yeğlerdim. Ağrı iki gözüme de vurmaya başladı. Parmakların da uzak olduğuna göre bu gece şifasızım.  Uyumam gerek. Bir gün seni kendime kanatabilmek dileğiyle, kanadından öpüyorum.

-Mavi Tuğba Karademir
www.kafiye.net