Küçük Bir Çocuğun Sessiz Direnişi

Daha küçük bir çocuktu o. Elma şekerine aşıktı. Sokakta sek sek oynamayı seviyordu. Saçma sapan ne varsa her şey ile mutlu olmayı biliyordu. Çocuk olmak güzeldi. Verilen paralarla hemen bakkalın yolunu tutar mutluluğun tadını en derinden yaşamasını biliyordu. Bir gün sokakta arkadaşları ile oynarken bir ses
duydu. ” yukarı gel” diye. Çocuk aklı. Hemen gitti. Başına gelecekler den habersiz oturdu ve meyve suyunu yudumlayıp öylece oturdu. Neden korksun ki her gün ailecek gittikleri yerdi. Sonra yanına oturdu küçük çocuğun. Abla yapma dedi.. evet yanlış duymadınız ABLA diyiyordu. Vücudunda gezen eller vardı. Ne
olduğunu anlamıyordu ki küçük kız çocuğu. “Kimseye bir şey deme” sözünü çok duydu. Ne diye bilirdi ki.. her gün tekrarladı bu. Korkular sardı ama daha çok küçüktü. Sonra hiç anlamadığı filmler seyretti küçük kıza.
Mecburdu,sesini çıkartamıyordu. Birine söylese kim inana bilirdi ki.. o yaşta hissetmemesi gereken duyguları yaşamış, hissetmemesi gereken durumlar olmuş. Bunların ne anlama geldiğini bilmiyordu. Daha 8-9 yaşlarında. Ne anlar ondan gelen sıvının ne olduğunu.. nereden bile bilirdi ki.. daha çok küçüktü. Bir kabus ve uyanmayı bekliyordu.

Gizli gizli ağlıyordu. Daha çocuktu,kime ne anlata bilirdi ki.. Arada bir “elleme günah”diye biliyordu.. Allah görür kızar bize.. çocuk aklı.

Daha çok küçüktü. Savaşmaya başladı. Çok güçlü bir çocuktu.

Evet o daha çocuktu. Vücudunda gezen eller onun bedenini ürkütüyordu. Korkuyordu. Çünkü o daha çocuktu.

Sonra duydum ki içine kapanmış. Korkuyordu insanlardan,korkuyordu en yakınındakilerden. Küçük yaşta kendini farklı hissetmesi psikolojisini bozmuştu. Farklı biri olmuştu. Sürekli gülen yüzü sonradan hep yalanla gülmeye başlamıştı.

Çünkü o, çok küçük yaşta en darbe yemişti.

Çünkü o, çok küçük yaşta büyümüştü.

Fulya Sinem Eraslan
www.kafiye.net