VAR mısın?

Beni sevme mesela, beni anla. Bana değer ver, ilgilen benimle. Tartış… Farklı görüşleri savunalım ama sımsıkı sarılalım. Sahi, sımsıkı sarıl bana; kemiklerim çatırdasın. Benimle maç izle, farklı takımları tutalım bazı zamanlar. Bağıra bağıra tartışalım, hakem ofsaytı vermedi diye. Sonra çıkıp midye yiyelim sahil kenarında. Yarışalım hatta, en çok kim yiyecek diye. Sahil mahalleye yakın bizim, eve ilk kim varacak diye iddialaşalım, koşarken kan ter içinde kalalım. Katlanılmaz ter kokumuza rağmen birbirimize sıkıca sarılalım.

Saçlarımı tarama benim, şarkılar söyleyelim biz İstiklal’de yürürken, bağıra bağıra. Sarhoş olmayalım ama bildiğimiz sokaklarda bile kaybolalım. Bazen küfredelim bizim dışımızdaki herkese ve her şeye. Bazen birlikte Kur’an okuyalım. Namaz kılalım mesela, sen imamlık et bana. Bazen çocuklar gibi eğlenelim, hatta mahalledeki ufaklıklarla saklambaç, onbirelli falan oynayalım. Ruhu bile aptal birer yetişkin olan insanları umursamadan… Sen korkunç hikayeler anlat bana, sahilde bir poları ikimiz paylaşırken. Korkup sana daha sıkı sokulayım diye. Ama aslında korkmadığımı ve kokunu yudum yudum içmek için sokulduğumu bilme. Sevme beni, aşık olma, ama langırt oynayalım Pes oynayanlara inat.

Beraber denize gidelim mesela, sırtına al beni, arkadaşlarımızla deve güreşi yapalım. Sonra kavga edelim bazen, git sinirlenip iç, zil zurna sarhoş ol. Dayan kapıma. Gel omzumda ağla ulan. Ben vallahi gıkımı çıkarmam.

“Sevme beni, aşık olma bana, bağlan sadece. Alış…”

Vazgeçemeyecek kadar alış. Kendin kadar. Senin bri parçan olayım. En yakın dostun, sırdaşın, yoldaşın… Başka kimseye ihtiyaç duyma. Benim için kavga da et mesela. Dayak da yesen ben buz koyarım yumruk yediğin yerlere. Askere git, ben beklerim yolunu. Mektup yazarım sana bolca. Millet mesajlaşa dursun, biz eski kafalıyız. Ben kazak da örerim sana atkı da. Yemin töreninde ağlaşır, sarılırız, fena mı olur? Gelirken babaannemden öğrendiğim ve senin çok sevdiğin mantıyı da yapar getiririm. Künyeni koynumda taşır, emanetine sahip çıkarım askerimin. Şafak sayarım, seve seve.

Biz bir yere gittiğimizde diğerleri gibi “Aç değilim, rejimdeyim.” demem paran gitmesin diye. Ortada bir para varsa, ikimizindir bu. Lafı olmaz yani. “Acıktım öküz, bana balık ekmek al.” derim açık açık. Zaten cebinde paran yoksa bilirim, soğan ekmek de yeriz o gün, sorun değil. Çekinmeyiz birbirimizden. Şiirler yazarım sana, okur gülersin. Hatta güleriz. Sinemaya, tiyatroya, sahaflar çarşısına gideriz. Kitaplar okuruz. Kahveler içeriz. Söz kahveni tam istediğin kıvamda yaparım. Okey oynarız, pişti, blöf, pis yedili yahut papaz kaçtı… Bisiklet yarışları yaparız seninle. Aynı t-shirtleri giyeriz. Ben senin bol t-shirt’ünü giymekten hoşlanırım. Hatta senin gömleğinle dolanırım evde. Paspal paspal. Bazen kovarım seni evden, Majezik almadığın için. Sancılı günlerimde ovalarsın karnımı. İki buket papatyayla da mutlaka alırsın gönlümü. Gider kokoreç yeriz sonra. Bazen evde film açar, bacaklarımızı birbirine dolayarak izleriz. Mısırları koltuğa döktüğün için hayıflanırım sana, dudaklarıma hızlı bir öpücük kondurarak susturursun beni. Sevdiğim diziler maç saatinle çakışınca söz maç izleriz. Halı saha maçlarına gidersin sen, döndüğünde muazzam masaj yaparım, yorgunluğunu alır.

Sevme beni, aşık olma bana ama alış… Mutlu ol benimle. Mutsuz yahut pişman, tedirgin, huzurlu, heyecanlı… Tüm duyguları benimle paylaş. Ayıcıklar, kolyeler, pırlantalar, kalpli malpli şeyler yerine git Cemal Süreyya kitapları al doğum günümde. Üvercinka’yı oku bana, sonra öp beni boynumdan. Çikolata, nutella, jelibon yerine git adam akıllı hıyar turşusu al, çiğ köfte al bol nar ekşili… Hatta pikniklere gidelim seninle. Mangalı yakamadığın zaman rüzgarı suçla. Gülümseyerek terleyen alnını öpeyim. Voleybol oynayalım, ortada sıçan yahut, hamakta sıkış tıkış uyuyalım, birbirimizi ite kaka… Düğünlere gidip para takmayalım mesela, sırf muzurluğuna. Kiliselere gidip mum söndürelim, cenazelerde gülme krizlerine girelim. Yeminler etmeyelim, sözler verelim. Sözümüzde duralım. Omuz omuza dua edelim. Gözyaşlarımız aynı secdeyi ıslatsın aynı gecelerde. Bir yorganı zar zor bölüşüp yatakta sırf bu yüzden didişelim. Esneyerek uyanırken sen ben dudağından öpeyim. “Ben babamın soyadından vazgeçmem” diyen kadınlara istinaden ben gururla taşırım soyadını nüfus cüzdanımda.

Sevme beni, aşık olma bana.

Sevdaların ve aşkların en fazla 3 sene ömrü olduğu şu devirde, bana alış. Son soluğunu verene dek, gözlerini yumana, hatta makbere kadar vazgeçemeyecek kadar alış bana.

Şimdi iyi düşün, VAR mısın benimle aynı yolda yürümeye?

Tuğba Karademir (Mavi)
www.kafiye.net