Gökyüzüyle Denizin Birleştiği Yerdeydi Kalplerimiz

Gökyüzüyle denizin birleştiği yerdeydi kalplerimiz hep bir umudun peşinden
koşarız. Zaman bizden de hızlı gider. Geçemeyiz onu. Ama hep birilerini geçebilme isteği uyanır yüreğimizde. Önce umut ederiz , sonra hayal. Onu alamayınca üzülürüz, hem de çook…  Fakat kalbimizde oluşan üzüntü, sıkı bir isteğe yol açar. İsteklerimiz bizim hayatımızdır. rüyalarımızda saklarız onları.

Bir gün ferda elinde kalemiyle düşünüyordu. Gözlerini sıkıca kapattı ve yapacağım diye haykırdı.  En büyük hayaliydi yazma, öyküsünü yazmak… bir umut ışığı vardı kalbinde. İnanıyordu başaracağına, öyle de olmalıydı. Çünkü kimsenin bilemeyeceği kadar akıllıydı ferda. Ama başaracağına kimse inanmıyordu. İnat etti ferda, yapacaktı, başaracaktı. Ferdanın ilk öyküsüydü bu. Adının da“ ben bu öyküyü yazarken“ olmasına karar vermişti. Öyküsünü hep denizin karşısında yazdı. Gökyüzünün sonsuzluğu ve denizin özgürlüğüyle birleştirecekti öyküsünü. Öyküsünde “öykü“yü anlatacaktı. Önsözü şöyle olacaktı“ ben bu öyküyü yazarken, yalnızdım, çaresizdim ama her şeye rağmen inandım“inancın ve özgüvenin örneğiydi bu. Birçok zorlukla karşılaştı ferda. Ama yılmadı. Onun öyküsünde zor diye bir şey yoktu ki zaten.

Sonunda bitirmişti öyküsünü. Hayatındaki en büyük hayalini gerçekleştirmişti. Başkalarına inat başarmıştı. Sonunda da “ben bu öyküyü yazarken, öykünün kendisiydim “ sözüyle herkesin kalbine dokunmayı başarmıştı. Bir şeye inanmak onu yapmanın yarısıdır. eğer inanırsan başarırsın. Bir öykü yazmak sonsuzluğa bir kapı açmaktır.

Ülkü KORKMAZ
www.kafiye.net