Susmak Ne Kadar Yoruyor İnsanı

Mecbur kalırsın bazen susmaya. Göz yumarsın yaşadığın acılara, anılara, yasanmışlıklara. Gurbettesindir, vatan hasreti çekersin,susarsın.! Çalışırsın, mecbursundur saygı duymaya, susarsın.! Susarsan hasretsindir yaşamaya. Yorar seni çünkü.İstemesen de, ne kadar dirensen de yapamazsın, başaramazsın. Düşünürsün ömrün yettikçe. Belkide bu yüzden susarsın, yaşayamazsın. Mantıklı kararlar alamazsın. Eğer birgün konuşursan, yaşamanın değerini anlarsın. Kafan susarken daha rahattır, konuşunca bunu anlarsın. Yaşadığını sanırsın konuşunca, yanılırsın, başaramazsın.

Sen hem konuş hem sus.. Adın geçse bile dinle, düşün, çalış ve sonra konuş. Konuş mutlaka ki değerini anlat onlara. Öğüt ver sende ihtiyacı olanlara ama önce kendine bak sonra öğüt ver. Yanlış yere sürükleme çalışanı, başaranı. Sende istersin bir gün öğüt almak. Veriyorum işte sana, hep ayakta kalsın öğütlerin. Yaşat onları evlat yaşat ki sende yaşayasın, yağız dedesinin ona verdiği öğütleri aklından geçiriyordu, düşünüyordu, susuyordu.. Ağırlık çökmüştü üstüne, yorulmuştu. Çaresizce bekliyordu mantıklı bir fikir üretmeyi, başarmak istiyordu delice.  Bedeni oturduğu yere hapsolmuş, kalkamıyordu. Kendi de susmaya hapsolmuştu. Yetmiş iki yıllık ömründe hep hasretti bir şeylere.

Susmak onu yorgun kılmıştı. O hep geçmişte dedesinin ona verdiği öğütleri önce
dinledi, sonra düşündü ama çalışamadı, basaramadı. Ömrü yetmemişti çünkü. Susmuştu o hep, tıpkı Mevlana gibi. Mevlana da sustu ama çalıştı, başardı. Sonu Mevlana gibi olmadı, o başaramadı. Tabutunda ilerlerken ağırlığı üstündeydi dünyanın. Hayatı seviyordu ama yaşayamıyordu. tek şeyi sevmiyordu hayatta ve hep şöyle aktarıyordu yazılarına: Ey hayat susmak ne kadar yoruyor insanı…
İzmir / 23.05.2013
Dilek AKMAN
Limontepe Seniye Hasan Sayar İlkokulu
8/A Sınıfı
www.kafiye.net