EY GÖNÜL

Sisler içerisinde yedi tepedesin,
Sisler içerisinde o incinin esirisin,
Sisler içerisinde şimdi Galata serin,
Nedir senin bu halin ey gönül!

Kuzey yıldızının ışığıdır beni esir alan,
İstanbul semalarında artık oyalan,
Boğazın serin sularında şimdi yuvalan,
Nedir senin bu halin ey gönül!

Kız Kulesi’nin seyri onsuz olur mu boğazda?
Ada vapuru olmayınca nerede Heybeli Ada?
Çamlıca Tepesi karşıda, dur biraz Beşiktaş’ta.
Nedir senin bu halin ey gönül!

Haliç’in serin suları seni bekler sabaha,
Kadıköy, Üsküdar kalır karşı kıyıda,
Nazlı Güzel durmuş Beşiktaş ufkunda,
Nedir senin bu halin ey gönül!

Laleler yollarda gönülden düşer,
Gönül yitikleri semaya göçer,
Nazlı Güzel şimdi yadıma girer,
Nedir senin bu halin ey gönül!

Sarıyer’den Beykoz’a geçer takalar,
Boğazda vapurlar, ardında yunuslar,
Martılar boğazda mutluluk saçar,
Nedir senin bu halin ey gönül!

Gidelim seyrine şimdi Kız Kulesi’nin
Beşiktaş’a atalım zincir, Nazlım seçilsin,
Ihlamur kokuları Kuzey Yıldızına yükselsin,
Nedir senin bu halin ey gönül!

Bir çılgınlık daha kaldırır mı?
Bir çılgınlık daha çıkarır mı?
Bir çılgınlık daha azdırır mı?
Nedir senin bu halin ey gönül!

Davutlar / 25.04.2006
Hüseyin DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Şair  Yazar
www.akfiye.net