YALANCI TIRTIL VE KURBAĞA

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde eski zamanlardan birinde
ormanın derinliklerinde bir tırtıl yaşarmış. Bu tırtılın adı Tahir imiş.
Tırtıl Tahir’in Kerim adında iyi kalpli kurbağa bir komşusu varmış. İkisi
çok iyi anlaşırlarmış. Fakat Tahir çok yalancı bir tırtılmış. Bu yüzden
zaman zaman kavga ediyorlarmış.
Günlerden bir gün kurbağa Kerim’in evine hırsız girmiş. Hırsız bütün
değerli eşyaları çalmış. Evin bu halini gören Kurbağa Kerim:
-Yetişin komşular!
-Evimi soymuşlar! Diye avazı çıktığı kadar bağırmış.
Bunu duyan Tırtıl Tahir Kurbağa Kerim’in evine gitmiş.
Tırtıl Tahir:
-Geçmiş olsun Kerim olanlara çok üzüldüm demiş.
Kurbağa Kerim:
-Teşekkür ederim arkadaşım. Evimde ne kadar değerli eşya varsa
çalmışlar demiş.
Tırtıl Tahir:
-Dün öğle vakti solucan Settar’ı senin evine girerken gördüm. Bence
evini arkadaşın Settar soymuş olabilir demiş.
Bunun üzerine Kurbağa Kerim :
-Vırrrak vırrakk ne çileli başım varmış.
-En yakın arkadaşım evimi soymuş. Eyvahlar olsun diyerek gözyaşı
dökmüş.

Hızla arkadaşı Settar’ın evine koşmuş. Öfke ile kapıyı yumruklamış.
Kapıyı Settar’ın eşi Sevim Hanım açmış.
Kurbağa Kerim:
-Nerede o hırsız? Çabuk ortaya çık diye bağırmış.
Sevim Hanım:
-Tahir kardeş sen kimden bahsediyorsun demiş.
Kerim:
-Kim olacak kocan olacak o hırsızdan bahsediyorum demiş.
Olanları duyan Settar koşar adım evin salonuna gelmiş.
Settar:
-Sakin ol arkadaşım. Senin eşyalarını ben çalmadım. Birileri benim
hakkımda yalan söylüyor. Dur bakalım yakında kokusu çıkar. Hele sen
anlat bakalım neler oldu demiş.
Kurbağa Kerim de bütün olanı biteni anlatmış.
Settar:
-Hıımmm!
-Şu yalancı tırtıla iyi bir ders vermek gerek. Diyerek planını eşine ve
kerim’e anlatmış. İkiside bu planı onaylayıp hemen harekete
geçmişler.
Plana göre solucan settar’ın eşi Sevim Hanım ağlayarak Tahir’in evine
gelmiş.
-Tahir kardeş çok kötüyüm. Settar’ı polisler götürdü. Polis bana eşinizi
artık unutun ve başınızın çaresine bakın. Eşiniz uzun yıllar hapisten

çıkamayacak dedi. Ben de düşündüm taşındım. Bize en iyi Tahir Bey
bakar dedim ve senin evine yerleşmeye karar verdim demiş.
Bunun üzerine Tahir’in gözleri kocaman açılmış ve be be ben mi? Diye
kekelemiş.
-Ben size bakamam. Benim o kadar param yok. Görüyorsun sefalet
içinde yaşıyorum demiş.
Sevim Hanım:
-Benim senden başka kimsem yok. Çocuklarıma da söyledim. Akşam
üzeri okuldan doğruca Tahir amcanızın evine gelin diye.
Tırtıl Tahir kendi kendine:
-Eyvahhh şimdi yandım! Bunu yalan söylemeden önce düşünecektim
dedi.
-Bütün olanı Sevim hanım’a anlatmalıyım dedi.
-Ben yalancının tekiyim lütfen beni affet. Hırsızlığı yapanı hiç
görmedim. Gördüm diyerek yalan söyledim huyum kurusun dedi.
Sevim Hanım:
-O halde bunları polise anlat demiş.
Tırtıl Tahir her şeyi polise anlatmış.
O sırada Solucan Settar içeriye girmiş.
Solucan Settar:
-Tırtıl Tahir sen yalan söylemeye utanmıyor musun? Bütün orman
halkı senin yalanlarından bıktı. Artık yalan söylemeyi bırakmalısın.
Senin yüzünden hepimiz huzursuz olduk. Ya yalan söylemeyi bırak ya
da burayı terk et demiş.

Tırtıl Tahir yalan söylediğine ilk defa bu kadar pişman olmuş. Geçte
olsa aklı başına gelmiş o gün bu gündür asla yalan söylememiş.
Günler sonra da polis hırsızı yakalamış. Çalınan bütün eşyalar sahibine
sapa sağlam teslim edilmiş.
Orman halkı huzur ve mutluluk içinde uzun yıllar yaşamışlar.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net