YOL HALİ

Yolculukları severim, özellikle nereye gideceğini düşünmeden doğaçlama arabaya atlayıp canın nereye gitmek istiyorsa oraya gidilen yolculukları daha çok severim.
Yol üzerinde uğranılan yerlerde insanlarla tanışmak ve o yörenin ilginç hikayelerini dinlemek bilgi dağarcığını doldurur.

Bu yolculuklar için zaman ve kafa dengi bir hatta birkaç yol arkadaşı olursa çok daha iyi olur. Bu sebeple karavan ve karavan yolculuğu her zaman tercihimdir.
Bazen otobüs İle yolculuk etmek çok daha eğlenceli, özellikle en önde oturursan, otobüsün geniş ön camından yüksekten manzarayı izlemek beni benden alır uzaklara götürür.

Son yaptığım otobüs yolculuğundan ilginç anılarla döndüm. Gece yolculuğu olduğu için bir süre sonra otobüsün içi karartılmıştı. İçeriden horlama sesleri gelmeye başladı. İnceden en kalına hatta insan boğazlıyor gibi tuhaf horlama sesleri geliyordu. Kulaklık takıp film izlemeye başladım, bu şekilde o rahatsız edici seslerden biraz uzaklaştım.
Mola yerinde otobüs park edince hemen herkes dinlenme tesislerine koşturmaya başladı. Dönüşte en önde olduğum için otobüse binen bir beyefendinin elindeki poşetten lahmacun ve soğan kokusu ilk önce benim burnuma geldi. Hareket saatinden beş dakika sonra arka tarafta yolculuk eden yirmili yaşlardaki genç bir hanım ön tarafa kadar geldi ve havalandırmanın açılmasını istedi. Lahmacun ve soğan kokusundan rahatsız olmuştu. Havalandirma çalışınca koku biraz azaldı.

Saat 04.00 sularında ise arka taraftan yaşlı bir kadının çığlığı yükseldi. Kadın koltuğunu yatırır vaziyete getirip uyumaya başlamış. Arka koltukta seyahat eden iki tane genç hanım bu durumdan rahatsız olmuş, söylenmeye başlamışlar.
Yaşlı kadın 
“ben bu otobüsün koltukları iyi yatıyor diye buradan bilet aldım. Benden rahatsız iseniz başka şekilde seyahat etseydiniz! Kaç yaşında yaşlı kadınım ben saygısızsınız, uyumak istiyorum. Terbiyesizsiniz devamlı benim hakkımda konuşuyorsunuz. Kapayın çenenizi” diye haykırdı. Biranda otobüsün içinde yaşlı kadından başkasının sesi duyulmaz oldu. Horlayanlar uyandığı için horlama sesleri kesildi. Fakat genç kızlar susmadılar.
“Koltuğu saçlarınız ağzımızın içine girecek şekilde arkaya yatırıp uyumak ne demek! Yaşlı isen sen başka bir araç İle seyahat et. Biz seni uzun yolda çekmek zorunda değiliz”

Bu sırada muavin olaya müdahil oldu. Yaşlı kadını otobüsün boş olan arka tarafına almayı teklif etti ve kızlar İle yaşlı kadının arasını düzeltmeye çalıştı. Yaşlı kadın yerinden kalkmıyor ve sürekli genç kızları suçluyordu. Tartışma uzadıkça uzlaşma durumu zayıflamaya başladı. En sonunda yaşlı kadın arka tarafa geçmeye ikna oldu. Söylene, söylene arka tarafa geçti.

Sanırım yaşlı kadın yaşamında kendisine saygı duymayan tüm gençliğin hırsını iki genç kıza yükledi ve onları suçladı. Oysa devir artık değişti.

Yaşamın her alanında birisinin özgürlüğünün başladığı yerde diğerinin özgürlüğü bitiyor fakat bunu bilen yok artık. Yaşamdan yaş almak her daim haklıyım inancında hareket etmek gençleri bıktırıyor hatta onların daha da asabileşmesine sebep oluyor. Gençler ise artık yaşlılara tahammül bile edemiyor, yaşlı isen evinde otur, seyahat etme vs. Sözlerle kırıcı davranıyor. Buna çeşitli ortamlarda şahit oldum.

Burada yaşlı kadına hem hak veriyor hem de hak vermiyorum. Seyahat halinde ben yaşlıyım deyip zaten dar olan koltuk aralarında bir başkasının ağzının içine saçların girecek şekilde koltuğu yatırıp uyumaya çalışmak pek mantıklı değil. Ayrıca çok ciddi hastalığı yoksa herkes bir kaç saat uykusuz kalabilir.

Gençlere gelince onlar artık her konuda kendilerini öncelikli ve haklı görüyor. Keza anne ve babalar çocuklarını çok önemserken etraflarındaki herkesin çocuklarına tahammül etmeleri gerektiğini düşünüyor. Etrafta anne ve babaya hükmeden onların sözünü dinlemeyen saygısız küçük bireyler dolaşıyor. Bu bireyler genç olduğu zaman kendilerini her konuda haklı sanıyor. Toplu taşıma araçlarında zaten ön birkaç koltuk yaşlı ve engelliler için ayrılmış, buna rağmen yaşlılara yer vermeden başlarını akıllı telefonlara gömüp etraftan kopmuş halde yolculuk ediyorlar. Oysa yaşlanmak ne ayıp ne de suç. Gençler yaşlandıkları vakit onlara gençler nasıl davranacak merak ediyorum.

Kısaca artık çekirdek aile modeli moda olduğu için yaşlı ve genç bir arada yaşamayı bilmiyor. Eğer evlerinde yaşlı olsa insanların belli bir yaştan sonra duygusal açıdan çocuklaştığını, yaşlandıkça insanların tahammül sınırlarının zayıfladığını bilirlerdi. Yaşlıların tek dostu tv. yayınları ve diziler. Onlar olmasa evde sıkıntıdan patlayacaklar.

Eğer yaşlı kadın da evinde genç olsa onların gelecek endişesi ve kültürel yabancılaşma sebebiyle aileden toplumdan kopuk yaşadıklarını görürdü. Gençler odalarında okul ve iş saatleri dışında sanal bir dünyada yaşıyor.

Kısaca artık bir arada yaşamayı, yolculuk etmeyi, birbirimize tahammül etmeyi hatta insan olduğumuzu bile unutmuşuz. Herkes sadece kendisini düşünüyor ve her geçen gün ruhsal bir yalnızlığa doğru itiliyor.

Selamlar, saygılar,

Nejla BILGIN
www.kafiye.net