KARDELENİN SOFRASI

Bir çilingir sofrası kurdum kendime bu akşam. En büyük dostumu aldım karşıma. Benimle yaşamaya öylesine alışmıştı ki, kadeh arkadaşı olarak zaten başkasını düşünemezdim.

– Bana içki koyma dedi. Bir bardak su ver yeter. Benim adım yalnızlık. Ben zaten senin sarhoşluğunum.
– Bu sofra mezesiz olmaz dedi. Herşeyden önce gözümüz doymalı. Getir ne varsa donat işte..Bu gece uzun olacak…

Rengarenk düşlerimi koydum önce pembe bir tabağa. Sonra umutlarımı getirdim kocaman bir kasede. Çocukluğumu paylaştırdım çerez tabaklarına, sofranın dört bir yanına koydum. Bir şey eksikti…Ama bulamıyordum.. Yalnızlığım baktı gözlerime
– Geçmişini unuttun ! Geçmişini unutanın geleceği olmaz. Hadi git getir onu dedi.

Ana yemek olarak koca bir tencere ile koydum sofranın baş köşesine.Başarılarımı tecrübelerimle harmanlayıp koydum yanına. Mis kokulu bembeyaz kardelenleri getirdim. Geleceği zaten tatlı yerine bekletmiştim. Doymadı gözüm, sevinçlerini aldım dolaptan, kederlerimi en alt rafa koyup kapattım. Yüreğimi unuttum sandı yalnızlığım..Gül suyu dolu bir çanağa gül yaprakları arasına koydum sevdalarımı tek tek yaktım. Kadehime kan kırmızı şarabımı aşk ile doldurdum. Korkma dedim yüreğime, ben zaten yalnızlığımla aşk sarhoşuyum.

Huzuru koydum teyibe, tütsüler yaktım

“Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar
Yeryüzünde sizin kadar yalnızım
Bir haykırsam belki duyulur sesim
Ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım ”

Soframa şöyle bir göz attım. Çok zengindi..Saatler ilerledikçe, tükettikçe bitmedi. Gece uzun, yıldızlar parlak..Rüzgar süzüldü pencereden, sevdalarım söndü. Kattım geçmişime karıştırdım..

Kadehimdeki aşk yalnızlığımla coştu. Dans ederken ruhum doydu. Gece aydınlığa, tebüssümüm kahkahaya boğuldu….

Güneş tüm sıcaklığı ile kardelenin üzerine doğdu…

Şule Akar
20.06.2006 Saat.20.45
www.kafiye.net