Geçmiş


Sırtımda yüz yılın yükü
Yüz kat yerin dibinde gibiyim
Yüz yıldan arta kalmış
Her gün ölmüş gibiyim

Bir isyan kabarıp taşar 
Kalbimden avuçlarıma 
Hatmi çiçeklerimi yoldular
Yağmur düşmez köklerime
Bir kefen kokusudur gitmez üstümden
İçimi ölü bir soğuk giymiş sanki
Buz tutar yutkunduklarım

Her vakit daraldığında
Kentin kuytularında sık boğaz olur
Yersiz yurtsuzdur benim kelimlerim
Bir sokak çocuğunun kimsesizliğinde
Yada bir yetimin ağlamasında
Çobanaldatanlardan gizlenirim 
Sessizdir hıçkırıklarım 

Bagımsız kıldılar 
Göbek bağından kesip soluklarımı
Her sabah kadın doğdum
Her gece erkek üşüdüm
Doluydu hayatın bütün boşları
Canlanan her dokuda şımarmadan 
Meşruydu çoğulluğum
Ne başım belliydi ne ayak ucum
Boynum eğriyken 
Boşuna vurdum kendimi dik yokuşlara
Boşuna kanadım geçmiş zamanda 
Usturanın ucundan 
Kıstım sesimi

Bir çağlayan var içimde
Kussam 
Lav olsa ölür akıntılarınızda
Söz bol olunca kıymeti yok
Gümüşhaznemde sektiririm 
Delice bir yanımı 
Doğurup silsilesinde saklarım
Suya şafkını veremem artık
Irak bir silüet beklemeyin benden

Bırakmadınız ki 
Papatya koksun zambaklar
Bir asırdır nerdeyse 
Genzimi yaktıkça yokluklar
Tek satırdır yarım bıraktığım sayfal
ar

Ben buyum işte
Tekil düşlerin kalıntısı

Ayfer Aksoy