İNSAN CANI BU KADAR MI UCUZ?

Annem şeker hastasıydı, şeker komasına girmişti. İzmir tepecik hastahanesinde yatıyordu, yanında refakatcı olarak kalıyordum. Sanki ikinci Dünya savaşından çıkmış gibi sekiz hasta aynı odada kalıyor, pislik içinde yerlere dökülmüş idrar dolu pet şişeleri vardı. Şeker hastaları böbrek hastaları ve aynı hastalıkta olmayan hastalar aynı odada kalıyor. Hastalara bakım yok, hasta yakınları aletlerini kendiler temin ediyor ve hastasının kan şekerini ölçüyor. Benden önce ablam refakatçi idi, sabahları doktorlar gelince hastalar hariç refakatçılar dışarı çıkarılıyor, benim annem felçli ve komada şuuru kapalı ablamı doktorlar gelince çıkıyor, daha doğrusu çıkartılıyor, annemin şuuru kapalı doktorların yanında yere düşüyor, hertarafı morarıyor. Anneme bir şey olsaydı ölüm sebebi ne göstereceklerdi? Acaba rapora ne yazacaklardı? Artık annemin yanında kalmaya ben başladım. Annemin yatağının yanında üç tane yan yana yatan göçmen bayan hasta yatıyordu, yanlarında da ikişer ve üçer refakatcı kalıyor. Bunlar her öğün yemeklerini yiyip gece evlerine gidiyor sabah geliyorlar. Kendi aralarında sohbete başladılar. Alevi mezhebini aşağıladılar hakaret ettiler, içlerinde yaşlı bir hasta teyze torununu alevi genç istemiş vermemişler. Allah korusun Allah yazdıysa bozsun, ağıza alınmayacak sözler söylediler. Bende dinliyorum.

Yaşlı teyze bana dönerek kızım sen alevi değilsin değilsin kızım dedi, başka hasta bayan benden için aleviye benzemiyor dedi. Annesinin yüzü nurlu dedi, bende teyzem dedim insanları yargılamak bizlere düşmez bak burada ölümle pençeleşiyorsunuz Allah’ım karar versin iyiyi kötüyü dedim. Kızım sen bilmezsin onlar şöyle onlar böyle devam ettiler. Sabah doktorlar geldi. Herkesi dışarı çıkardılar, ben direndim çıkmadım, annemin önceki gün düştüğünü hem de doktorların gözünün önünde olayın olduğunu söyledim, annemi iyileşmesi için getirdiğimizi ölmesi için değil dedim, çıkmayacağımı ve hastamıda bugün hastahaneden çıkaracağımı evde çok iyi bakacağımızı söyledim. Bir takım kağıtlar getirdiler imzala dediler, kağıtta bu hastadan mesul değiliz gibi yazılar yazılı idi imzalamadım.

Aynı gün bir hasta getirdiler,annemin yanındaki yatağa yatırdılar,daha öncade yatmış bu hastahanede tekrar gelmiş, ama Türkçe bilmiyor. Göçmen bayanlar bu yaşlı hasta teyzeye saldırdılar, bana neden oraya bıraktın yanınıza almayın,ölsün o….? dediler, ermeni dölü vs. bunların canını alsak of demeyiz canavar bunlar katiller bunlar gebersin dediler. Bende yeter dedim yazık! hasta Allahtan korkmuyormusunuz? zaten kendini ifade edemiyor dilinden anlamıyoruz dedim. İşaretlerle benden yastık istedi buldum verdim, bu sefer bana saldırdılar, sende kürtsün iyi anlasıyorsun dediler.Ben insanım sadece hasta birine yardımcı olmaya çalışıyorum dedim,ona bakın birde size bakın o canının derdine düşmüş sizse ayıp ettiniz, saldırdınız ve size cevap bile veremiyor dedim. Biz çıkacaz diye
annemin yiyecek ve içeceklerini verdim yarı Türkçe yarı Kürtçe allah razı olsun dedi ve dualar etti. Göçmen hastalar hayret ediyor bu yaşlı hasta teyzemiz çok hasta olduğu halde namazını kaçırmıyor sürekli dualar ediyor, bunlar aaa Müslümanmış ağzından dualar düşmüyor ve artık konuşmadılar. Bu teyzeden ilik alınacak bir bay ve bir bayan doktor geldi teyzeye yüz üstü yat diyorlar o anlamıyor beraber çevirdik teyzeyi ,kimsesi yok oğlu yatırıp gitmiş iş dönüşü uğrayacakmış, teyzenin belinden ilik almaya başladılar tibişöne benzer ondan büyük bir aletle belinin ortasına olanca gücü ile burarak sağa sola çevirerek delik açıp içine ilik aldılar şırınga ile camlara ilikleri koydular bayan doktor dışarı çıktı bir şey getirmeye pencere camları açıktı, kapıda açılınca ceyran yaptı ve masadaki ilik aldıkları camlar düştü.tekrar aynı işkence yine aynı işlemler yapılarak ilik alındı, teyze feryat ediyor.

Hudey Hudey diye ağzından kelimeler çıkıyor. Camlarıda kendiler açtı içerisi kokuyor diye, bu ? Bu insanlığa yakışır mı? İlik bu ortamda alınırmı? Bu hasta teyze mikrop almıştır. Şeker hastaları hassas hastalardır ve idrarlı ortamda ilik alınıyor. Annem evde iyileşti çok şükür oradan eve koma şeklinde alıp götürdük, kafamda bir soru işareti kaldı hala merak ediyorum o teyze yaşıyormu? Çünkü biz hastahanedeyken hergün bir iki hasta ölüyordu.
Annemi çıkardım hastahaneden bakımla ayağa kalktı, ya hastahanenin dışındakiler hasta ile uzaktan gelen yakınları karton üzerinde yatıyorlar. GÜYA Türkiyenin en gözde organ nakli yapılan İzmir tepecik hastanesi (eski S.S.K) İnsanlık bu kadar ucuzmu?

Not: Annemin dört yıl önce hastalığı nedeniyle tepecik hastahanesindeki gözlemlerimi kaleme aldım. Saygılar.

Tülay POLAT
www.kafiye.net