SENSİZLİĞİMİN SÜRGÜNÜNDE

Sensizliğimin sürgününde sancılar
Ve ateşler içinde dolaşıyorum…
Sanma ki yalnızım;
Sensizliğim koynumda yatıyorum her gece.
Öyle çekilmez oluyor ki bilemezsin…
Doğmak isteyen; ama bir türlü doğamayan
Bir duygunun, sancısı içinde kıvranmasına
Sensizliğim refakatçi…

Her gece buluştuğumuz sarp kayalıklar yosun tutmuş,
Hasret dalgaları, sensizliğimin duvarına naçar yaslanmış,
Paramparça yüreğime vuruyor hiddetle.
Ayrılık rüzgarı, hazin çığlıklarıma karışıp,
İçimdeki hapishanenin duvarlarına esiyor.
Yokluğunun hayaletleri uçuşuyor
İçimdeki gecenin iliklere işleyen soğuğunda.

İçimdeki eksikliği sensizliğim dolduruyor,
Sensizliğimi çok mu övdüm sana?
Kıskandın mı yoksa beni sensizliğimden?
Seni sensizliğinle yaşamak;
Kendi kendine konuşmaktır ıssız bir diyarda…

Sensizliğimin içine hapsolmuşum
”Dön” desen de dönemem,
İhanet edemem seni sensizliğimle yaşadığım sensizliğime…

Güneş KAYACAN
www.kafiye.net