Ananın Oğluna Mektubu

Sevgili oğlum,

Nasısın, eyi misin? İnşallah eyisündü. Beni sorarsan ben eyiyim.

Bubanı sorarsan u da eyi sayulu. Bigarere gursaam ekşiyi deye sadalayıp duruyu.

Bize telefonda yanıma gelin deysin amma nası gelelim be oğul. Buban urada çok sıkılıyı. Sen de gordün ya, akşama gada evde kurüdütü. Bana şakınıyı, kulük gibi Istanbul a otumaya mı gidülü deye.

Ne deyim uşaam, sümeene yaşayuk işte burda.

Biliy misin, geçende bubannan iskeleye aşaa gezelim dediydük. Tam yeni yola çıkduk, Gaytuk Hamdiyesinin evinin uralarda Dagaların Hasana rasladuk. Yanında garıynan gızı varıdı. Alamanyadan kesin dönüşyapmışla. Pürtüklerin evinin yanından ev almışla.

Dındızlaya dındızlaya neyse garar verebilmişle.

Hasan emcen deyi ki`, Gerze naganada deyişmiş, yangun evleri bozulmuş, caanım tavanaralu evler hiç galmamış, bugada da olmaz ki deyi. Garısı da, bizim düğünümüz de tavanarasında olduydu. Oğlan Fatma cümbüş çaldıydı, deyi. Hey gidi gunler işte, nerden nereye…

Hatırlay mısın oğlum, küçüüken bunların gızı seni nagada çok gunülerdi. Kelpek bi gızdı zaten, eyni başı da hep zönge gibiydi, sen hiç hazetmezdin unu. Amma torunu bi gorme, islah böyümüş, öyce bubasına benzeyi, cıngırya suratlu. Ugadana azgunmuş ki goğe daş atıp altına oturuymuş. Geçende yolda gidiyken elak cişim geldi deye mahna edip fayrop Agacukların paçcesine goşmuş. Urda musluknan oynayınca bihamnada eyninibaşını golebice gibi ıslatmış. Şindiki uşakla hiç gorku ne bilmeyi, eskiden siz tarangarıdan gorkardınız.

Oğul, hani Keçi Eminesinin alt tarafında Bıyıklu Safiyenin evi var ya, tam urada Biberoğ Zerasının hısımıynan habab olduk. Sen küçüüken unu gorünce tımpıs oluydun hatırlaymısın? Biraz topal gibi yörüydü. Geçmiş olsun, n’oldu dedim. ’Hiç sorma, çonlarım çokağrıyı, tufalarım da şişdi, sağlığım eyice bozuldu’ dedi. Dokdorun ilaçları dokunmuş, amel olmuş, goynü de dönüymüş. Başka dokdora da gidiyim demeyi ekdü garı. Halbuysa ki guyosu da dokdor, gızının yanına gitse ya…’Gendüne eyi bak’ deyip yörüttü. Hıh. Son zamanları da bu moda çıkdı: Gendüne eyi bak! Sanki demese bakmaycam. Başgası bakmayı ya ’Eyi gunler’ dese olmayı sanki. Goga şey. Şaşumuş taa.

Orta çay paçcesinin uraya varmadan pontulu çonuna düşmüş bi oğlan çocuğu yanaşdı yanımıza. Birine benzedü gibi oldum amma bilemedim. ’Kimlerden oluysun’ dedim, ’Gerzelü deyilim deyze’ dedi. Sağlık Ocağını araymış. ’Bihamna seni agidüdük amma emcenin bacakları ağrıyı, en eyisi tarif ediyim’ dedim. ’Bak anam, aha burdan avkurulamana yörü. Guyruklu Fiseyinin evini geçdükden sonra Mangıroların evinin urayadoğru git. Turşu Ametlerin evinin urdan gine devam et. Hep avkuru gidecen amma. Sonra Dellal Salinin evinin uraya varu varmaz gorüsün zaten’ dedim. Anadım deyze, sağol’ dedi amma sömelek oğlan, hiç anamışa benzemeydi.

İskele çay paçcesi çok galabaydı. Hani Peşgun Anşesinin Ismayıl var ya, Aydaş Ismayıl, unu gordüm. Has adam olmuş. Çocukkene ikiniz gildan oynardınız. Bi seferinde bubası mutfaan çatmasını boyayken merdivandan düşüp dokdora gidince Ismayıl bizde kaldıydı hani. Zabaha gada üyümediydiniz. Hatırlay mısın, bi seferinde de cücükleri sevecez deye pinin kapısını aldırayaz bırakdıydınız da cücükleri hep kedi gapdıydı. Sonra yıluk bubası bize şikayete geldiydi. İşte bunnarı gonuşup guldük. Aydaş Ismayılnan. Yan masada da Donuböyüklerin gelini oturuyu birileriynen. Susak gelin, gorsen gonuşuyken kimseye keşik vermeyi. Dil gıra dil gıra ölüyü. Davun çıksın, arabaların tayurtusundan dedüklerini eyi anayamadım ki. Gayınnasına nüzül enmiş galiba, yoğul yoğul ediymiş.

Demizden bubannan gonuşuyken aklımıza geldi oğlum. İmtaan zamanı ya, şindi vakdin olmaz, anda-bunda şeyler yirsin sen. Gelecek hafta Kekliklerin otobüsüynen koli yollasok deyuk. Garajdan alabülü müsün? Hanü sen seviysin ya; zıbıdık, belemüt duzlusu, nokul, çakaduz. hamursuz datlusu filan…Eğer istersen bide-mide de yollaruk. Mamaliga da seversin amma biliysin u yollanmaz. Artuk izine gelince yirsin unu da.

Neyse uşaam, ben gine yazarım. Buban çok selam ediyi. Yanaklarından öpüyüm oğlum. Eyi gunler. Gendüne eyi bak.

Anan Ayşe

NOT: BU MEKTUP GERZE DE YAZILMIŞ FAKAT SAHİBİ TESBİT EDİLEMEMİŞTİR…YÖRESEL AĞIZLA YAZILDIĞI İÇİN PAYLAŞMAK İSTEDİM…

Aylin AKGÜN
www.kafiye.net