GECE GELİR ÜSTÜNE

Hani bazen gece gelir üstüne,
Dertler ince ince gelir üstüne…
Bunalımdasındır, kimseler bilmez;
Zavallı başından keder eksilmez.
Öldürürler seni Lorca misali;
Ne bir gülümser yüz, ne bir dost eli…
Güneş girmez olur sığınağına,
Bakarsın hüzünle çile dağına.
Kimseler anlamaz garip hâlini,
Uzatma, tutacak yoktur elini.
Her şey yalan olur, her şey koca hiç…
Sana derler: “Ecel bâdesini iç!”.
Bilmez misin olmaz düşenin dostu?
O zaman nereye serersin postu?
Çevrene baksana kimsecikler yok,
Onların yardıma karınları tok.
Düşmüşsündür, çaresizsindir, yazık…
Gözünün yaşına bakmazlar artık.
İnsan bu kadar da bencil mi dersin?
Artık dermanını Yaradan versin.
İçeceksin ölüm peymânesini,
Cennet hayâli de avutmaz seni.
Öleceksin işte, say ki kansersin,
Say ki Bruno’dan daha betersin;
Say ki sağın, solun, önün hep duvar,
Say ki idamına beş dakika var,
Say ki tüm insanlar düşmanın olmuş,
Öleceksin işte, ecelin dolmuş.
Yine de gülümse o kalbindeki
Meleğin aşkına, yaşamak ne ki?
Yaşamak dediğin acı bir şaka…
Bütün yaşayanlar ölür mutlaka.
Dünyanın kanunu böyledir dostum,
Acılar insanı söyletir dostum.
Hani bazen gece gelir üstüne…
Ne diyebilirim, gülümse yine…

Nihat KAÇOĞLU
www.kafiye.net