Ancak Böyle Sevilir

Onu ilk gördüğü anda etkilenmişti. Kapkaraydı gözleri, derin denizlerin koyuluğu gibiydi … Bir o kadar hüzünlü… Sanki kırkyıldır biliyordu kalbi onu, kırk yıldır tanıyordu.. Sıcacık oluyordu o gözlere her bakışında yüreği.. Sol yanında bir acı..

İlk önce anlam veremedi, arkadaş olarak sevdiğini sandı… Bir kez konuşmamışlardı bile. Aynı sınıftalardı ama kız bir kez bile hitap etmemişti ona. Onu her gördüğünde aynı duygularla sarsılıyordu ama ağzını açıp bir selam bile veremiyordu. 

Günden güne daha çok içine kapanıyordu bu yüzden.. Kimseye açılamıyordu. Duygularından utanıyor, kendine daha çok kızıyor, bir türlü itiraf edemiyordu sevgisini.. Yalnız kaldığında evde, duvarlarda onu görüyor bakışı geliyordu gözlerinin önüne.. Hiçbir erkeğe böyle yakınlık hissetmemişti, ne arkadaş olarak, ne de sevgili…

Bu duygulara çok yabancıydı.. Konduramıyordu kendine… Ama o bakışlar aklına her gelişinde yüreği yeniden sıcacık oluyordu.. Unutuyordu herşeyi. İlk sıra arkadaşına açıldı. Onunla her gün paylaştı acılarını. 

Sıra arkadaşı olan kız hep o seni bir tanısa ne kadar çok sever diyordu. Benim gibi tanısa asla bırakmaz diyordu. Belki de çok sevdiği arkadaşını bu şekilde teselli etmek istiyordu. Yapacak başka bir şey yoktu. 

Önce derslerine daha çok çalıştı. Dikkatini çekmekti niyeti. Çalıştı çalıştı… Başardı. Bir gün okulun koro çalışmasından döndüğünde kız, tüm arkadaşları onu kutladı. Sınıfta matematikten tek 100 alan oydu.. Çok mutlu oldu kız, sevinçten uçtu. 

Ama yine o gözlerle karşılaştı, hüzün vardı o gözlerde kızgınlık, kin vardı sanki…Matematikte her zaman birinciydi çocuk ama bu kez 98 almıştı. Yine başaramamıştı kız, o güzel gözlerin sahibini etkilemeyi. İstemeden nefretini kazanmıştı üstelik… Sevinci kursağında kaldı.

Sınıf başkanıydı çocuk. Kızda en ön sırada oturuyordu. Ama kafasını kaldırıp bakamıyordu bile… o tam karşısındaki çok sevdiği gözlere… O gözler ona anlamlı baksa da en ufak ilgisini gösterecek bir davranış sergilemiyordu çocuk… Bazan karşılaştığında bakışları, kızı delip geçse de içindeki sıcaklık herşey bundan ibaretti… Aralarında bir meraba bile yoktu… 

Sonra çocuk bir kızla ilgilenmeye başladı.. Çıktılar bir süre.. Kız dua etti onlar için mutlu olsunlar diye. Gerçek sevgi bu dedi o beni sevmese de onun mutluluğunu istemek. 

Şanslı olan kız çok mutluydu uçuyordu havalarda… Bazan anlatıyordu, gerçekten gözleri çok güzel diyordu. Yakından daha da güzel kirpikleri.. Beni de çok seviyor, hep söylüyor diyordu.. 

Kızın yüreğini delip geçse de bu sözler, aldırış etmiyordu.. Çocuk sevgisini anlatamayan kıza yakınlaştı. Çünkü çıktığı kızın yakın arkadaşıydı. Onunla arkadaş olmak da onun başkasını olan duygularını dinlemek te yetiyordu kıza. Ayrıldıklarında barıştırmasını bile rica etti. Ve kız da yaptı onun isteğini gerçekten seviyordu çünkü ve mutlu olmasını istiyordu. O tercihini yapmıştı. onu seçmişti ve mutlu olmalıydı… O mutlu olsun yeterdi.. 

Ama olmadı… Kısa süre sonra yine ayrıldılar… Bu yaşlarda tüm gençlerde olan uçucu hisler gibiydi demek hissettikleri.. Kısa sürüp bitmişti.. Oysa sevgisini kalbine gömen kızın yüreği hala sımsıcaktı o gözlere karşı. Geçecek gibi değildi.. Ama onlar konuştukları sürece bir dost olarak yanlarında olmuştu. Ayrıldıklarında barıştırmış, aralarında mektup bile taşımıştı. Bundan sonra hep dost olarak kalmalıydı.. Üstelik o yere göğe sığdıramadığı gözleri dost olarak da sevmişti..

Aradan uzun zaman geçti.. Birgün kız sokakta otururken o çocuk geçti arabayla. Aradaki zamana rağmen kız çok etkilendi onu tekrar görmekten. Ablasına anlattı olanları.. ve çocuğun kullandığı arabayı… Ablasının konuştuğu kişiye aitti araba ve çocuk ta arkadaşıydı. Ama kızdan bunu sakladılar bir süre… 

Bir gün kız evde yalnız otururken telefon çaldı. Arayan da o gözlerin sahibi… Seninle mutlaka konuşmalıyım diyordu. Duygularım değişti senin hakkında. Seni görmeliyim diyordu. Kız çok şaşırdı.. Görüşmeyi kabul etti. İlk kez buluştular. Heyecandan kalpleri pırpırdı.. Dertleştiler yol boyu. Artık çocuk kıza sevgiyle bakıyordu.. 

Hiç beklenmedik tesadüf yollarını kesiştirmiş, oğlanın kızı farketmesini sağlamıştı. Kızı tanıdıkça daha çok sevdi.. Yüreğinin derinliklerini keşfetti..Kızın sıra arkadaşının dediği olmuştu. Onu tanımış ve sevmişti hem de bırakmamak üzere. 

Kız karşılıksız sevmişti sabretmişti herşeye ragmen mutluluğu için dua etmişti. Ama şimdi karşılığını çok güzel almıştı. Dokuz yıla sığmayan bir mutluluk ve iki şeker kız çocuğu da en güzel hediyeydi.

(Tüm karşılık beklemeden sevenlere…)

Gülşen EKER
www.kafiye.net