Gardaşlar Diyarı Sivas (1)

Sevgili Dostlar merhaba. Bugünkü yazımda içinde yaşadığım kent; Ozanlar diyarı Sivas’tan bahsedeceğim.  Sivas İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan  M.Ö. 2000 yılı başlarında Hititlerle başlayan tarihi süreçte Kral Yolu’ nun ve İpek Yolu’nun geçtiği önemli bir yerleşim merkezidir. Atatürk Nutuk’ta “Sivas şehrine girerken, caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş, askeri birlikler tören düzenini almıştı. Otomobillerden indik. Yürüyerek askeri ve halkı selamladık…Bu manzara ,Sivas’ın saygı değer halkının ve Sivas’ta bulunan kahraman subay ve askerlerimizin bana ne kadar bağlı ve sevgi dolu olduklarını gösteren canlı bir tanık idi…”demiştir.
   Atatürk Kongre ve Etnografya   Müzesi
   Mülki İdadi olarak 1892 ‘de yapılan bina 4-11Eylül 1919 tarihleri arasında Kemal Atatürk başkanlığında  Sivas Kongresi’nin  toplandığı yerdir. Aynı zamanda108 gün fiilen ülke buradan yönetilmiştir.1983 ‘de müzeye dönüştürülmüştür. Müzenin birinci katında etnografik eserler, ikinci katında da Atatürk, Sivas Kongresi ve milli mücadeleyle ilgili belge ve dokümanlar bulunmaktadır.,
        Paşabahçe  Piknik ve Mesire Alanı
  Sulak, ortasında Tavra Deresi’nin aktığı halkın doğayla kucaklaşmak için geldiği yemyeşil bir mesire yeri. Halkın deyimiyle Paşa fabrikası, şehrin ilk elektrik santralinin 1934’de kurulduğu yer. Piknik yapılmasına kapatılmış alan ise asıl görülmeye değerdir. Şelalenin ilkbahar ve sonbahar aylarında yağışların artmasıyla debisi yükselmektedir. Yaz ve Kış fark etmez  masalsı, insanın ruhunu dinlendiren bir havası vardır.Gardaşlar ve Ethem Bey’in Parkı da eski mesire alanlarındandır.
        Sivas Ulucami
   Danişmentliler döneminde yaptırılan; avlusuna üç yönden girişli, düz damlı, dikdörtgen girişli  ilimizin en eski camilerindendir. Tamamen kesme taştan yapılmıştır.
Camiinin bir çok direği vardır. Ancak Hızır direği en önemlisidir. Herkes bu direğin dibinde oturmak ister. Hatta bu direğin dibine nur yağdığını görenler bile olmuştur. Camiide İhramcızade Hakkı Toprak hazretlerinin kabri bulunmaktadır.
      Abdulvahabi Gazi Türbesi ve Şehzade Beyazıd Türbesi
  Peygamber Efendimiz(sav) ‘in sancaktarı Anadolu’ya islamın yayılmasında hizmetleri olan Abdulvahabi Gazi hazretleri Battal Gazi ile beraber tüm savaşlara katılır.Bir çok yeri fethederler.Şehit olur . Türbesi buradadır. Halk her daim bu türbeyi ziyaret eder.Dualar  eder. Türbenin ne zaman, kimin tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir.Caminin kapısı üzerindeki kitabede “Bu kutlu mescit Sultan Beyazıd’ın saltanatları zamanında Ahmet Paşa’nın emri ile  1495’de inşa olunmuştur. “yazıyor. Türbenin etrafında tarihi ve yeni mezarlıklar mevcut. Daha ileri taraflarında da mehmetçik ve polis şehitlerimizin kabirleri var. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
    Babası sağ iken kardeşi Şehzade Selim ile giriştiği taht mücadelesinde yenilen ve sığındığı İran Şahı’nın sarayında oğullarıyla birlikte boğdurulan Sultan Beyazıt’ta oğullarıyla Melik-i Acem türbesinde  yatmaktadır. Sultan Süleyman ve oğlu Beyazıd arasında geçen manzum mektup yüreklerimizi dağlamaktadır.
“Ey ser-a -ser aleme Sultan Süleymanum Baba.
Tende cânum cânumun içinde Cânanum baba
Bâyezidine kıyar mısun benum cânum babam?
Bi-günâham Hak bilur devletlu sultanum babam…”
Manzum mektubu okuyan Sultan Süleyman manzum cevabında;
“Ey dem -a -dem mazhar-ı tuğyan-u isyanum oğul.
Takmayan boynına hergiz tavk-ı fermanum oğul
Ben kıyarmıydum sana ey Beyazid Hanum oğul?
Bi günaham dime bari tevbe kıl cânum oğul…”
Abdulvahabi Gazi Türbesi’nde her ziyaretimizde içimizi acıtan Beyazıd ve oğullarina da dua ederiz.Allah tüm geçmişlerimizi de onları da cennetine alsın inşallah!
    Buruciye Medresesi
  XIII.yy da III. Gıyseddin Keyhüsrev zamanında  pozitif bilimlerin okutulması için yaptırıldığı  ve vakfiyesinde kütüphanesininde bulunduğu  anlatılmaktadır.Hemen yanında bulunan Şifaiye Medresesi 1217 ‘de Selçuklu sultanı I. İzzeddin Keykâvus tarafından yaptırılmıştır.Selçuklular dönemindeki kaynaklar Sivas’ta 11 medresesinin varlığından söz eder.Danişmentliler zamanında başlayan ilmi çalışmalar Anadolu Selçukluları döneminde zirveye ulaşmıştır.O dönemlerde Sivas’a; Dar-ul-ulema (alimler beldesi) ,Dar-ul-âlâ( yücelik beldesi) deniliyordu. I.İzzeddin Keykavus tedavi gördüğü şifahanede vefat edince buradaki türbeye gömülmüştür.
      Kale Camii
   1580’de Osmanlı III. Murat Hanın vezirlerinden Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır.Camiinin her iki yanında sadaka taşı ve yitik taşı bulunmaktadır.Yardımlaşmanın en güzel örneği olan sadaka taşından ihtiyaç sahipleri  ihtiyacı kadarını alır.
      Tarihi Subaşı Hanı ve Çorabcı Hanı
   İstasyon Caddesi’nden Atatürk Caddesi’ne doğru indiğimizde karşımıza çıkan Subaşı Hanı’nda aktarlar mevcuttur.Şıracı Hanı da denilen han XVI.yy da yaptırıldığı sanılmaktadır.Ancak aslına uygun kalmamıştır.
Hemen yanı başında İsmail Hakkı hazretlerinin islam ilimlerini öğrettiği Çorabcı Hanı yer alir. 19.yy sonunda yaptırılmıştır.Halen Kültür Merkezi olarak faliyettedir ve İsmail Hakkı hazretleri Müzesi içerisindedir.
       Paşa Camii
   Bulunduğu yere ilk önce 1421 yılında Süleyman Bey tarafından küçük bir mescit olarak yaptırılan daha sonra Sivas valisi Alaadin Paşa tarafından 1805’de yıkılan mescidin yerine bu güzel camii yaptırılmıştır. Minareleri taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve ikişer şerefelidir. Mihrap içten yuvarlak niş şeklinde olup, çok güzel kalem işleriyle bezenmiştir.
     Sivas Arkeoloji Müzesi
  1896 yılında yaptırılan Sanay-i Mektebi ‘nde hizmet veren müze de Sivas Halimin Hanı -Haymanlı kazısında bulunan M.Ö. 9.yy milyon öncesine ait fosil kalıntılarından  kalkolitik çağdan itibaren osmanlı dönemini kapsayan kap kacak, aletler, vazolar, pişmiş topraktan heykelcikler, tanrıçalar, mezar kitabeleri, sandukalar, sikke  ve cam eserler göze çarpmaktadır.Ayrıca bahçesinde Roma dönemine ait lahitler, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sanduka ve mezar kitabeleriyle açık hava müzesi durumundadır.Bizim çocukluğumuzda medresenin bahçesindeki bir çok eserde burada koruma altına alınmış .En çok ilgimi çeken eserde Roma dönemine ait Gürün Tepecik Mozayiği.Bir köylünün ahırında bulunup buraya getirilmiş.

(Haftaya anlatmaya kaldığımız yer devam edeceğiz)

 Sağlıcakla kalın.

Canan Özdemir
www.kafiye.net