ÖMRÜMÜN SON DEMİ

Yüreğimden akan kanlar, iz bırakıyor geçtiğin yollara;
Boynumu büktüm, aldım koynuma koyuldum yola…
Sevdalarını, kapının tokmağına takıp ta gittin ya;
Ardından baka kaldım öylece..
Elim ayağıma dolanır oldu çaresiz,
Ne yapacağını bilmediğinden…

Sahi;
Gel desem gelirmisin ?
Yeniden başlayalım desem?
Örümcek ağına takılmış akrep ve yelkovanının,
Birbirlerine geç kalmışlık çırpınışlarıydı bu..
Senin bana erken, benim sana geç kalmışlığım gibi…
Seni tam bulduğum zaman bu zaman,
Sevdana çok uzak,Ölüme beş kala…!

Gözleri kör olmuş sevdaların,mateminde kayboldum..
Kadranı bozulmuş guguklu saatin sesiyle irkildim, tüm dalmışlıklarımdan.
Rüzgâra tutulmuş bir kuru yaprak misali, ordan oraya savrulan;
Bu benmiyim geçmişi unutamayıp isyan eden…!

Gözyaşlarınla ıslattığın mendilin,
Bana kalan son hatıra senden,
Her geçen gün biraz daha ayrılıyor ruhum bedenden..
Ağır ağır geçiyorum hayatın gergefinden.,
Her gün biraz daha ayrılıyor ruhum beden evinden.

Beni ancak;
Argo anlatımlı bir romanın satır aralarında bulabilirsin..
Bir gün olurda hatırlar ararsan;
Bir meyhanenin izbe köşelerinde,
Seni kadehime koyup.yudumluyor olacağım…

Sen umarsızca yaşarken,
Ben gün be gün matemlerimde solacağım…
Sen umarsızca yaşarken,
Ben gün be gün ruhunda solacağım.

Ömrümün son deminde gel sevdiceğim,
Gel son beş kalaya sevdamızı sığdıralım..
Ölüm bizi ayırmadan gel..

Ya da gelme..
Ayrılığa dayanamam, gittiğin yerde kal;
Sana beyaz bir güvercinin kanadında,
Tenimin kokusunu yolluyorum..
Benden sana son hatıra.

Ufuk tam alacak akranlıkken, sana geleceğim pencereni açık tut;
Son kez, son kez yüzünü görmeye,
Son kez gözlerine bakmaya ve son kez seni seviyorum demeye..
Yanağına değen seherin,esintisiyle son busemi konduracağım…!

09-04-2010
Nur UYGUN
www.kafiye.net