ZÜHRE YILDIZIM

Gönül bahçeme yâr bir fidan diktin 
Gel artık nerdesin Zühre Yıldızım 
Söktün yüreğimde ne varsa çektin 
Gel artık nerdesin Zühre Yıldızım

Yokluğun bir zulüm düşünmek hayal 
Bilirim sevdanı elif gibi kal 
Yine bana bugün bir hal oldu hal 
Gel artık nerdesin Zühre Yıldızım

Başımız elif-i taçtır taç bırak 
Sen Zühre Yıldızı ben ise korkak 
Şu cansız bedenim olmadan toprak 
Gel artık nerdesin Zühre Yıldızım

Dilde mihman oldu söylenen sözün 
Yüreğimde aşkın kışkırdı közün 
Gecenin fecrinde güneşim yüzün 
Gel artık nerdesin Zühre Yıldızım

Der Âlim güneşin battığı gibi 
Aşkını gönlüme kattığın gibi 
Feleğe cerh ile çattığın gibi 
Gel artık nerdesin Zühre Yıldızım.

Derler ki,aşk da unutulurmuş,aşıkta.Hem de yaşayıp bittikten,soğuyup küllendikten sonra değil,tam da doludizgin devam ederken unutulurmuş aşk.Neyse ki,Zühre yıldızı varmış göğün üçüncü katında.Halen aşık olup olmadıklarını hatırlayamayanlar,göğün üçüncü katına çıkıp,Zühre yıldızının elindeki aşk aynasına bakarlarmış.Baktıklarında gördükleri yüz,aşık oldukları kişinin yüzü olurmuş.
Her akşam üstü, havanın kararmaya yüz tuttuğu bir anda ansızın çıkıverir karşımıza. Gitgide koyulaşan gecenin fecrinde pırıltısıyla gözümüzü kamaştırıverir. Sanki söz vermişçesine her akşam üstü ve yine söz verdiği yerdedir. Bilirim ki sözünün eridir ve her daim öyle kalacaktır.
Onu beklemesi bile güzeldir. Parmak parmak sayarım güneşin ufukla buluşmasını ve yine bilirim ki güneş elini eteğini yeryüzünden çektiğinde, beni yıldızıma kavuşturacaktır.Bir çok insan gibi bende korkarım zifri karanlıktan daha ziyade algılayamadıklarımdan.. Lakin yıldızımı görebilmek için katlanmam gereken ne ceza varsa çekebilirim. Bilirim ki sonunda yıldızımı göreceğim.

Bekir ALİM

www.kafiye.net