İKİNCİ ZAMANA MEKTUP
Hasan Fahri TAN

Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında .
Yekpâre geniş bir ânın
Parçalanmış akışında …
A. H. TANPINAR

Adınla başlarım satırlarıma ilkin .
Adınla söyleşir, adına sözleşirim .
Adınla huzur bulur çünkü kasvet çöken her gönül.
Adınla erer vuslata sana hasret çeken de …
Adınla mutmain olur …

Ey dost,
Dosttan gelen mektuba bîgâne kalıp hevâsının peşinde ömür tüketen, yolun sonu görününce de ‘’ hafızâ-i beşer nisyân ile mâlüldür ’’ zırhına bürünen bu bî-vefânın ‘’ Ey dost ’’ diye hitap etmesini hoş göreceğini umarak; üstüne andlar içtiğin zamanlardan bir zamanın kıyısından yazıyorum sana; üstüne andlar içtiğin zamanlar içre yâd etmek için seni …
Üstüne andlar içtiğin bir zaman diliminde halk edip beni ; adını saymaktan aciz kalacağım nimetlerle donattığın için de ne kadar teşekkür etsem kifayet etmez kelimeler.
Dost diyorum ki sana , ‘’Ey dost ‘’ diye diye dost olma liyakati kazanırım belki …
Gönderdiğin mektupta , ’’yaratılmışların en şereflisi ’’ olduğumu beyan ederek böyle bir pâye ile bu fakiri onurlandırman en büyük lütuftu benim için. Eylemlerinin sebeb-i hikmetinden suâl olunmaz elbette. /Çünkü sen yüceler yücesisin / . Yücelerden de yücesin ki senin adınla başlıyorum and içmelere.
Hikmetinden suâl etmek için değil ama merakımı bağışla ey dost. Biz senin adınla içerken andlarımızı; sen, ‘’asr’a yemin olsun ki’’ diyerek bizim gibi mahlükattan bir mahluk olan zaman üstüne and içiyorsun; niçin ? İşte bunun esrarını çözmüş değilim henüz; düşünmekten de vazgeçmiş değil…’’ Çok düşünmemizi ’ ’ salık veren de sensin gerçi.

Düşünüyorum da Ey dost,
Vakit içinde nakit kazanmayı , / iflas etmiş olsalar bile / vakit içinde servet biriktirmeyi tecrübe ettiklerinden olsa gerek ‘’ Vakit , nakittir ’’ buyurmuş seleflerimiz.
Ömürleri boyunca biriktirdiklerini iade etseler de geçen vaktin geri gelmeyeceğini, satın alınamayacağını bildikleri için ‘’ Nakit, vakittir ’’ dememişler. Hâl böyle olunca, fâni olan bu dünyada geçen ömrü vakit ,ebedî olan ahretteki cenneti de nakit mesabesine koyup , ‘’ vakit, nakittir ’’yerine ‘’ömür , cennettir ’’ desek yeridir aslında . Cennet, ömürle kazanılır çünkü.

Ey dost,
Nasıl bir iksirdir ki bu zaman; yolunda gitmeyen olaylar, altından kalkılamayan problemler karşısında / gayr-i ihtiyari / ‘’zamanla düzelir’’ , ‘’ zaman her şeyin ilacıdır’’ cümleleri dökülmüş dilimizden. Zaman zarf , olaylar mazruf olmuş zaman içinde. Zaman içinde hallolmuş her şey. Ve zaman içinde şerhedilmiş kutsal metinlerimiz.

Ey dost ,
Zamanın genleşme özelliğini düşünüyorum bir de . Ne ilginçtir ki , çok sevdiğim bir ahbabımla geçirdiğim beş saat, beş dakika gibi gelirken bana , ruhumun sevmediği kişilerle ruhumun sevmediği ortamlarda beş dakika bulunmak beş saat gibi gelmektedir.
Hz. Mevlânâ’nın da zihnini meşgul etmiş olmalı ki bu kavram :
‘’Zamanı öğrendim ,
Yarıştım onunla .
Zamanla yarışılmayacağını ;
Zamanla barışılacağını zamanla öğrendim .’’ diyerek zaman karşısındaki aczini itiraf etmek durumunda kalmıştır .

Ey dost ,
Mektubumun hitamında şudur ki dileniyorum; doğumun imsakından ölümün iftar vaktine kadar emrettiğin güzellikleri yapma azmi ve tâkati; men ettiğin çirkinliklerden de el çekme cehd ve gayretinde olanlardan eyle bu bî-çâreyi . Ömür adlı orucu bozanların keffâreti acınası olsa gerek . Acı bana … Gözlerdeki perdelerin kalktığı , cemalinin temaşa edileceği o kutlu zamana andolsun ki acınacak haldeyim .
‘’ Asr’a yemin olsun ki ‘’merhametlilerin en merhametlisi sensin. Bense; MÜCRİM

Hasan Fahri TAN
www.kafiye.net