YUVAYI YAPAN DİŞİ KUŞTUR

Anne karnında iken ilk akla gelen soru bebeğin cinsiyetidir. Hamile kadın dokuz ay bebeğini karnında taşır ve doğumdan sonra eğer bebek erkek ise ailede herkesin yüzünde güller açar, ama kız ise pek mutlu olmazlar. Hatta öyle aileler yani biz buna öyle erkekler vardır ki diyelim, kadının sağlığı uygun olmasa da, eğer doğan çocuk kız ise erkek çocuk sahibi olana kadar 3–5 hatta daha da fazla çocuk sahibi olurlar. Sonunda erkek çocuk olunca yüzleri güler. Yani erkekler doğuştan şanslıdırlar. 

Çocukları büyütürken bile kız çocuk yaramazlık yaparsa kızılır, erkek çocuğa “Gel aslanım bak bir daha yapma ha” derler. Okul zamanı gelir karneler alınır. Kız çocuğunun dersleri kötü ve düşük not almışsa kulağı çekilir, erkek çocuğa “ Tamam koçum gelecek sefere daha iyi not alırsın” derler. 

İşte bizler bilhassa Türk Ulusu olarak devamlı erkekleri baş tacı yaparız, kadınları ise her zaman ikinci sınıf vatandaş olarak görürüz. Erkek büyür serpilir evlenme yaşına gelir kiminle evleneceği ona sorulur ama halen ne yazık ki birçok yöremizde kızlara evleneceği eş için düşüncesi sorulmaz. Halen doğu illerimizde erkek ihanet eder aldatırsa “ Helal olsun bir erkeğe bir hanım nedir ki” denilir. Kadın ihanet eder aldatırsa töre gereği öldürülür. Yani bu konuda dahi erkeklerin hatası göz ardı edilir. Berdel, başlık parası, töre ve namus cinayetleri, dayak, baskı ve gelenekler kadını hedef almaya ve kadınlara yönelik fiziki şiddet psikolojik baskıları ne yazık ki halen devam ediliyor. Türkiye’de halen kadının adı yoktur ve kadına hak ettiği değer verilmiyor. Her şeyde erkekler ön planda tutuluyor. 

Oysa artık dünya eskisi gibi değil ki. Eskiden erkek para kazanıyordu kadın evde oturuyordu. Böyle olunca da eve gelen erkek kadından hizmet bekliyordu. Şimdi ise artık erkek ve kadın her ikisi de eşit olarak akşama kadar ekmek parası derdinde. Üstelik erkek işten gelince elindeki kumandayı kimseye vermez ve TV karşısında keyfine bakar ama kadın hemen mutfakta, çamaşırda, bulaşıkta nefes alır. Kadın hiç oturmadan ertesi günü işe gider. Bu durumda elbette ki erkeğe hizmet edecek hali kalmaz ama halen erkekler kadından evin içinde erkeğe hizmet beklerler. Çünkü o kadındır. Toplum olarak; Kadınlar yorulmaz, kadın bir şeyden anlamaz, kadın kadındır, kadın konuşmaz, kadın her zaman susar, erkek haksız olsa da kadın cevap vermez çünkü o kadındır ve her zaman erkek haklı, kadın haksızdır Kadın bir şeyden anlamaz, erkekler çok akıllıdır, kadının saçı uzun aklı kısadır zihniyeti ne acıdır ki halen devam ediyor. Hatta bazen seslerini yükseltip kadını sindirmeye çalışırlar. 

Erkekler de; erkeklik üstünlüğü zihniyeti olduğundan kadını sürekli küçümserler. Kadının başarısını asla kabullenemezler. Kendilerini her zaman, her yerde üstün görürler, her şeyin en iyisini ben bilirim havasındadırlar. Ülkemizde halen gözlemliyoruz işte gerçekler ortadadır. Birçok önemli kurul, konsey ve ciddi görevlerde kadın yoktur ya da çok azdır. Çünkü kadın başarısından erkekler rahatsız olurlar. Kadınların kendilerinden bir adım önde olmasına asla tahammülleri olamaz. Kadının her görevin üstesinden geleceğini ve erkeklerden daha başarılı olacağını kabullenemezler. Çünkü onlar erkektir, Hatta “ Erkeğine iyi hizmet eden, erkeğini memnun eden kadının yeri Cennettir” derler ama neden “ Kadınına iyi davranmayan, kadını üzen erkeğin yeri Cehennemdir” denmez acaba? 

Kısacası Dünyanın her yerinde artık kadın ve erkeklerin hiç biri birbirinden üstün görülmemelidir. Atalarımızdan kalma erkek üstünlüğü zihniyeti artık kalkmalı ve kadın-erkek eşitliği olmalı diyorum. Kadın anadır, kadın yuvanın her şeyidir, kadın olmaz ise o yuvada baca tütmez. Lütfen artık erkek hâkimiyetinden kurtulup, kadın başarısına inanıp her konumda kadınlarımıza değer verelim. Türk kadını, Türk anası her şeye layıktır. Ailenin reisi sadece erkek değil, hem erkek hem kadın olmalıdır. Erkekler elbette ailenin baş tacıdır ama kadınlarımızı da her zaman baş tacı yapalım, aile bütündür. Cinsiyet ayırımı yapmayıp, kadınlarımıza değer verelim diye düşünüyorum. Boşuna mı söylemişler 

“ YUVAYI YAPAN DİŞİ KUŞTUR “ diye. 

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk her zaman Türk Kadınını üstün görmüştür ve: 

“Şuna kani olmak lazımdır ki dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” demiştir. 

SABİHA SERİN
www.kafiye.net